Taşerondan Kadroya Geçtik Ama Lanet Olsun!

Kamuda ve belediyelerde taşeron şirketler üzerinden çalıştırılırken kadro mücadelesi vermiş ve kamuya geçiş yapmış olan işçiler Cuma günü (21 Şubat 2020) İstanbul Fatih’te yapılan toplantıda bir araya geldiler.

İstanbul’daki hastanelerden, İSKİ ve iştiraklerinden, PTT’den işçilerin gerçekleştirdiği toplantıya özel sektörde sendikalaşma ve hak mücadelesi veren işçiler de katıldı.

Evet, eski taşeron işçilerin önemli bölümü kamuda ve belediyelerde kadro aldı. Ama toplantıda durum masaya yatırıldığında çıkan genel duygu “Lanet olsun böyle kadroya” idi. Neden? Çünkü ücretler 4+4’lük zamlarla asgari ücrete sabitlendi. Yüzdelik farklar alınamıyor. Tediyeler önemli bir kesim tarafından alınamadı.

İş güvencesi yine sağlanamadı. İşçilerin güvenceli bir kadroları, iş tanımları olmadı. Aksine artık belediyenin/hastanenin işçisisiniz, her işini yapacaksınız tutumu gelişti. Şu haliyle tümüyle Belediye başkanının, idarecinin insafına terk edilmiş durumdalar.

Temel bir sorun iş yükü. Emekli olanlar yerine yeterli sayıda yeni işçi işe alınmıyor. İş yükü öyle bir noktaya varmış ki İSKİ iştiraklerinde çalışan arkadaşlardan 25’i çeşitli rahatsızlıklarından dolayı işgöremez raporları aldıkları halde, tedavilerine fırsat verilmek yerine “ya aynı iş yoğunluğunda çalışırsınız, ya da tazminatınızı alıp çıkabilirsiniz” tavrıyla karşılaşıyorlar.

Can güvenliği bir diğer önemli sorun. Özellikle de elektrik, doğalgaz, su hatlarını kesmekle görevli arkadaşlarımız için.

Hastanelerdeki işyükü dayanılmaz boyutlara ulaşmış durumda. Çalışma koşulları o kadar ağır ki İŞKUR’dan yeni işçi alımı için gönderilen 80 küsür kişiden hiçbiri işbaşı yapmamış. Hastane işçileri bu işten kaçıp bir fabrika işçiliği bulabilme derdine düşmüş durumdalar. Bir yandan bu kadar ağır işsizlik yaşanırken, diğer yandan işçi sayısı ihtiyaç doğrultusunda artırılarak çalışma şartları düzeltilmiyor. Diğer yandan ise sadece iki tutanakla ve işyeri amiri tarafından işten çıkartılabileceklerine dair “sözleşme değişiklikleri” zorla imzalattırılıyor.

Hastane bilgi yönetim sistemi (HBYS) çalışanlarının, şoförlerin ve diğer bazı kesimlerin ise söz verildiği halde kadroya geçişleri sağlanmadı. Tüm bu kesimler ayrı ayrı talepte bulunmakta, üniversite mezunları, HBYS çalışanları her biri kendisi için kadro ve hak talep etmekteler. Bu mücadeleler ancak ortaklaştırılarak kazanılabilir. Bu haksız düzen en büyük gücünü bizi şu veya bu şekilde bölmesinden almaktadır. İşçiyi ezen bir düzeni kurmuşlar, nasılsa çark dönüyor, bu işçi bu yükü taşıyor, mecbur olduğu için bu koşullarda çalışıyor demekte ve ne üniversite mezunu olduğunuz, ne zor bir iş yaptığınız için gözünüzün yaşına bakmamaktalar. Hakkımız olanı dik ve omurgalı durarak, birleşerek, gücümüzü ortaya koyarak alabiliriz!

Yeni Mücadele Dönemi

Kamuya ve belediyelere geçiş ile ilgili çıkartılan KHK’nın süresi belediyeler için altıncı, kamu için ise onuncu ayda doluyor. Bu KHK ile bu büyük işçi kesiminin toplu sözleşme haklarının önü kesilmişti. KHK’nın süresinin sona erişi ile birlikte yeni bir mücadele dönemi başlamış oluyor. İşçilerin çoğu hükümetin yönlendirdiği sendikalara üye olmuş durumda. Bu dönem boyunca bu üyelikler bu sendikaların sendika istatistiklerinde yüksek rakamlara ulaşması dışında herhangi bir işe yaramadı. Ne yazık ki üye olunan sendikalar bu kesimdeki işçilerin hakları ve talepleri için harekete geçmiş değiller.

Sendikalaşmanın önüne hileler ve engeller çıkartılmamalıdır!

PTT’de benzer konumda olan arkadaşlar da sendikalaşma mücadelesi veriyor ama tam bir yerde yetki alacakları anda diğer bir işkoluna, oradan bir başka işkoluna geçirilebiliyorlar. Bir taşeron şirketten diğerine, bir iştirakten bir başkasına geçiş yapılarak, işkolunu gösteren NACE kodları son anda değiştirilerek nasıl gerçek bir sendikalaşmanın, hak kazanma mücadelesinin önünü keseriz, iktidardakiler bu konularda uzman olmuşlar. Kamuyu zarara uğratan, ihale yolsuzluğu yapan, kamu kaynaklarını çarçur edenlerle hiçbir şekilde ilgilenmeyen iktidar gücü ve siyaset, konu işçinin hak mücadelesi olunca kaynak yok diyerek konuyu kapatacağını sanıyor.

İşçiyi ezen düzen kim gelse devam ediyor. Belediye başkanı değişiyor, işçiler için düzen değişmiyor. Örneğin Ekrem İmamoğlu iştiraklerdeki yöneticileri değiştirmeyip eski yöneticilerle devam etmeyi tercih etti. Bizler buna karışmayız ama farkını esas tüm çalışanlarının sendikalı, toplu sözleşmeli, sosyal ve özlük hakları ile çalışmasını sağlayarak, buna engel olmayarak, işyüküne uygun sayıda işçi istihdam ederek ortaya koymalıdır. İstanbul’da herşey güzel olacak denmiştir ama herşey ancak bunlar olduğunda güzel olabilir. Aynı şey Ankara için, İzmir için ve her il için de geçerlidir.

Sendikalaşmanın, toplu sözleşme ile hak kazanmanın önüne geçilmemelidir. Hileli çalışma düzeni son bulmalıdır. Kimse işçilerin hakları, çalışma koşulları ve kazanımları söz konusu olduğunda, çocuk kandırdığını sanmamalıdır.

Gücümüz Birliğimizden Gelir

Biz işçiler yan yana gelerek, birleşerek bu haksız, adaletsiz, zorba çalışma düzenini değiştirmeye kararlıyız. Kamuda olsun, özelde olsun tüm işçileri de bunun için birlikte mücadeleye çağırıyoruz.

21 Şubat toplantısında bu doğrultuda katılan işyerlerinden temsilcilerden oluşan bir komite oluşturuldu. Önüne İstanbul’da Mart ayı sonunda bir Çalıştay ve sonrasında da kitlesel bir basın toplantısı/miting yapma hedeflerini koydu.
Tüm işyerlerindeki işçiler de bu yeni dönemde bu mücadeleye katılmalı, mücadelenin seyrini sadece sendikalara veya siyasilere bırakmayarak, bizzat katılarak yönlendirmelidir. İşçiler işyerinde aynı kaderi paylaştığı diğer işçilerle dost olmalı, arkadaş olmalı, birlikte akıl yormalı, birlikte davranmalı, birlikte hak kazanmalıdır.

Tüm işçileri bu mücadeleye katılmaya, katkı sunmaya davet ediyoruz. İşyerlerindeki sorunları bizlerle ve kamuoyu ile paylaşmaya davet ediyoruz. Birleşe birleşe kazanabiliriz.

Mücadeleci tüm işçileri kendi siyasi partilerini inşa etmeye davet etmekte olan İşçinin Kendi Partisi (İKEP) bu alanlarda verilen mücadelenin birleştirilmesi ve yükseltilmesi için bütün olanaklarını kullanacaktır.

İŞÇİNİN KENDİ PARTİSİ

Bu Yazıyı Paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir