T24 Haber Merkezi‘nin İŞKUR önündeki eylemimize dair yaptığı haberi ilginize sunuyoruz.
696 KHK’lı İşçiler, Tüm Otel ve Turizm İşçileri Sendikası, İşçinin Kendi Partisi, İşçi İttifakı, Emek ve Adalet Platformu, Tophane’deki İŞKUR Binasının önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada, AVM ve fabrikaların açılmasına yönelik kararlar hatırlatılarak işçilerin ertelenen toplu iş sözleşmelerinin gündeme gelmemesine tepki gösterildi.
Mardin’de Cengiz Holding’e bağlı demiryolu inşaatında çalışan 120 işçinin işine son verildiği belirtilen açıklamada, işçilerin Koronavirüs bahanesi ile işten çıkarıldığı ifade edildi. İşçilere 15 gün karantinada kalmaları gerektiği yönünde uyarılarda bulunulduğu ifade edilen açıklamada, karantinada kalan işçilerin mesailerinin uzatıldığı, inşaatta görevli müdür ve amirlerin ise evlerine gidip gelmeye devam ettiği dile getirildi. İşçilerin evlerine gidip gelmeye devam eden müdür ve amirlere yaptığı “Virüs bu kez sizden bulaşabilir” uyarısının dikkate alınmadığı dile getirilen açıklamada, “8 saat çalışma oluyor 12 saat. İşçi arkadaşlar da sendikal haklarını ve işçi sağlığı güvenliği haklarını istiyorlar. Amirleri baskı yapıyor tehdit ediyor kapıyı gösteriyor” denildi.
Grev yasaklarına, işten çıkarmalara, uygulanmayan mahkeme kararları ve ertelenen toplu iş sözleşmelerine karşı işçilerin Tophane İŞKUR önünde yaptığı basın açıklaması şöyle:
“Bütün Türk-İş Sendikalarına, bütün DİSK Sendikalarına, bütün bağımsız İşçi Sendikalarına, bütün Kamu Çalışanı Sendikalarına, bütün bağımsız İşçi Partilerine ve Yapılanmalarına ÇAĞRIMIZDIR:
KAPITALİZMİN SEBEP OLDUĞU TUFAN GELİYOR!
PATRONLARLA NE AYNI GEMİDE NE AYNI SOFRADAYIZ!
KENDI GEMIMIZİ İNŞA EDELİM KENDI SOFRAMIZI KURALIM!
“Ülkemizde 12 Eylül 1980’den bu yana, yani en azından kırk yıldır herşey büyük patronların istediği gibi yürüyor. Bütün hükümetler Türkiye İşveren Sendikalarının ve onunla aynı çıkarları savunan büyük patron örgütlerinin işçi düşmanı politikalarının hizmetinde. Koronavirüs felaketinde de bu durumda bir değişiklik olmadı.”
“Mardin’deki 120 Cengiz İnşaat işçisi arkadaşımız gibi milyon işçi kardeşimiz işten atıldı. Milyonlarcası sefalet ücretlerine mahkum oldu. Başta sağlıkçı kardeşlerimiz olmak üzere yüzlercesi hayatını kaybetti. Kaybettiğimiz 4 binden fazla insanımızın çoğu emekçidir. Daha ne kadar canın yitirileceği de bilinmiyor. Dünya üzerinde bu büyük patronlar düzeni olan kapitalizm devam ettikçe belli ki daha nice virüslerle karşılaşacağız. Hem kendi kardeşlerimizi hem bütün halkımızı kurtarmak için kendi gemimizi inşa etmek ve kendi soframızı kurmak zorundayız”
“Biz işçiler ömrümüzü birilerinin bizi kurtarmasını beklemekle boş yere bekleyerek geçirmek yerine kendi göbek bağımızı kendimiz keselim.”
“Gemimiz kendi sınıf birliğimiz, kendi cephemiz, patron partilerinden bağımsız kendi partimizdir. O birliğin, o cephenin veya o partinin içinde, bütün farklılıklarımızı koruyarak var olacağız. Nasıl Tüsiad’lar, Müsiad’lar, TİSK’ler, Odalar ve Borsalar Birliği aralarındaki bütün farklılıklara rağmen biz işçilere karşı birlikte davranıyorlarsa biz de aramızdaki bütün farklılıklara rağmen en temel haklarımızın savunusunda tek yumruk olmalıyız.”
“Bizi bölmek isteyen patronların kötülemelerine kulak asmadan Türk, Kürt, Arap, Sünni, Alevi, seküler demeden birleşmeyi bilmek zorundayız.”
“Yani ya hep beraber ya hiç birimiz! İşte bizi tufandan koruyacak ortak gemimiz budur.
Soframıza gelince. O da ülkemizin bütün zenginliğini bütün halkımız arasında eşit olarak paylaşacağımız yeryüzü sofrasıdır. İşte bu sofrayı kurmak için de işçi sınıfı olarak iktidara gelmemiz gerekiyor. İşte biz bunun için vardık, varız, varolacağız!”