İhsan Tecik *
İşçilerin toplum içerisindeki gücü sadece üretimin ana kaynağı olmalarından kaynaklı değildir. Çoğulculuğa dayanan parlamenter sistem içerisinde oy kullanan kitlenin de çoğunluğunu oluşturmaktadırlar.
Peki o zaman son yarım asra baktığımızda TBMM’de meselelere bir işçi, bir sendikacı refleksiyle bakan bir vekil olmuş mudur? Aksine işçiler aleyhine imzalar atan, sendikacılıktan vekilliğe uzanmış kişileri görmekteyiz.
Bir işletme mantığı ile sahiplenilmiş sendikalar aynı zamanda milletvekilliğine giden yolda basamak olarak kullanılmıştır.
İşte bunun içindir ki biz İKEP olarak çok olanın değil adaletin peşinde olma yolunu seçtik, çünkü kararlı azların kararsız çoklardan daha güçlü olduğunu biliyoruz. Kişisel ve günü kurtarmaya yönelik çözümlerden önce hedef çalışanların haklarının kalıcı olarak hukuki teminat altına alınması, öncelik olarak mevcutların korunması, bunların iyileştirilmesidir.
Günümüzde işsizlik artarken işyerleri küçülmektedir. Bu sadece şartlardan veya ihtiyaçlardan kaynaklanan bir durum değildir. Birkaç yüz işçi çalıştıran şirketlerin ortaya koyduğu bir akıl da değildir. Bu daha büyük ölçekte kartellerin sermayeyi, yönetimleri, dolayısıyla kitleleri kontrol altında tutmak, kendi stratejileri doğrultusunda sevk ve idare etmek için dayattıkları bir akıldır.
İşçilerin ise aleyhlerine geliştirilen bu uygulamalardan işleri ve ekmekleri ellerinden alınmadan önce haberi dahi olamamaktadır. Haberi olduğunda ise kendisi dışında kirli bir mutabakatın çoktan sağlandığını iş işten geçtikten sonra görmektedir.
Bu sebeplerledir ki İKEP zamanında tespit, zamanında olaya müdahil olmak ve kimseye ulaşamayan işçi düşüncelerini masaya güçlü koyabilmek için yola çıkmıştır. İşçiler arasında bir gönül bağının olmasının gerektiği ama yetmediği ortadadır. İKEP bu gönül bağını kuvvetlendirmenin yanında bilgi akışının, paylaşımının, ortak değerlendirmenin de bir aracı olacaktır.
* İKEP İstanbul İl Başkanı