Alpkan Birelma
Aralık 2019 – Şubat 2020 arasında Fransa işçi sınıfı tarihinin en uzun süren genel grevini yaptı. Grevin sebebi Fransa başkanı Makron’un emeklilik sisteminde yapmak istediği kapsamlı değişiklikti. Makron nüfusun büyük çoğunluğu için emeklilik yaşını 62’den 64’e yükseltecek ve emekli maaşlarını düşürecek bir reform paketi hazırladı. Makron bu paketin amacının emek piyasasını esnekleştirmek olduğunu açık açık ilan etti.
Reform paketine muhalefet eden sendikalar ilk uyarı grevini Eylül’de yaptı. 13 Eylül’de Paris’te kamu taşımacılığı, yani otobüs, metro ve trenler bir günlüğüne durdu. Hükümet geri adım atmayınca 5 Aralık Perşembe günü genel greve çıkıldı. Genel greve CGT konfederasyonunun öncülüğünde, 30’u aşkın sendika katıldı. Genel grevin ilk gününde tüm Fransa’da 1 milyonu aşkın kişi greve veya greve destek için yapılan gösterilere katıldı.
Greve katılımda kamu sektörü işçileri başı çekti. Paris’teki şehir içi taşımacılık, ulusal demiryolu ağı, devlet okulları, Fransa Havayolları, elektrik ve gaz dağıtımı, petrol rafinerileri ve mahkemelerde katılım çok yüksekti. Özel sektördeki büyük fabrikalardan da önemli bir katılım gözlendi. İlerleyen haftalarda avukatlardan opera ve bale sanatçılarına, polislerden üniversite çalışanlarına pek çok farklı sektörden greve katılımlar oldu.
Toplamda iki buçuk ay süren grev ve protesto dalgası şu nitelikteydi: Paris’teki kamu taşımacılığı ve demiryolları gibi bazı sektörlerde grev farklı birimlerde dönüşümlü olarak kesintisiz sürdü. Bu grevler, toplamda on adet birer günlük genel grev ve bunlara eşlik eden kitlesel gösterilerle desteklendi.
Fransa’da bu çaptaki bir genel grev en son 2010’da dönemin başkanı Sarkozy’nin emeklilik sisteminde yapmak istediği reforma karşı yapılmıştı. 1995’teki genel grev de yine emeklilik reformu ile ilgiliydi ve yapılmak istenen sözde reformu engellemişti. Anlaşılan o ki Fransa’daki işçi kardeşlerimiz emeklilik konusunda haklı bir hassasiyete sahip.
Grev boyunca yapılan anketlere göre Fransa halkının greve destek oranı %60 civarında seyretti. Reform paketinin kısmen ya da tamamen engellenmesini savunanların oranı da %70 civarında gezindi. Yani medyanın ve hükümetin topyekûn anti-propaganda kampanyasına rağmen grevciler toplumun desteğini yanlarına çekmeyi başardı. Fransa halkı, grev yaptıkları günlerde ücret alamayan işçilere destek için para toplama kampanyaları yaptı. Bu kampanyalardan en başarılı olanı tam 2,5 milyon Euro topladı ve bu parayı grevcilere verdi. Fransa’yı 2018 yılının sonunda sarsan Sarı Yelekliler hareketinin parçası olan pek çok grup da genel grevi destekledi ve eylemlere katıldı.
Hükümet süreç içinde grevde başı çeken taşımacılık işçileri gibi kimi gruplara tavizler verdi. Reform paketinde onlara özel değişiklikler yaptı. 17 Şubat’ta Meclis’te reform paketinin görüşmelerine başlandı. 20 Şubat’ta son büyük bir grevle eylemler sonlandırıldı. Mücadele meclis içine kaydırıldı. Sendikalarla iş birliği içindeki belli muhalefet partileri, paketin meclisten hükümetin istediği süre içinde çıkmasını engellemeyi başardı.
Mart ayı başında hükümetin meclisi devre dışı bırakarak, kanun hükmünde kararname ile paketi yasalaştırma yoluna gidebileceği konuşulmaya başlandı. Sendikalar bu gerçekleşirse yeniden greve çıkacaklarını ilan etti. Koronavirüs salgını ülkenin gündemini belirlemeye başlarken beklenen açıklama geldi: Fransa başkanı Makron 16 Mart’ta salgın karşısında emeklilik reformunu askıya aldığını duyurdu. Sendikalar ve işçiler mücadelenin ilk raundunu kazandı.