
HDP’nin tutuklanıp gözaltına alınmamış son Belediye Başkanı olan Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen’in de aralarında bulunduğu çok sayıda eski milletvekili ve yöneticisinin 6 yıl önceki bir olayla ilgili olarak gözaltına alınmış olmaları -üstelik o olaydan yargılanıp beraat etmiş olmalarına rağmen- tam bir hukuk garabetidir. Bu yargı tarzının 1960-61 Yassıada yargılamalarından bir farkı olmadığı hatta daha beter olduğu bilinmelidir.
HDP’nin şu anda hapiste bulunan Başkanları, Milletvekilleri, İl ve İlçe Başkanları ve Belediye Başkanlarıyla Belediye Meclis üyeleri ve diğer yöneticileri Bahçeli/Perinçek politikalarının iktidar tarafından uygulanmasının mağdurudurlar.
Kimse 6-7 milyonluk bir seçmen kitlesini ‘terörist’ diye yaftalayarak karşısına alamaz, almamalıdır. Bu insanların seçmiş oldukları onca yöneticiyi ‘terörist’ olarak suçlamak memlekette 6-7 milyon terörist var demektir ki, bu kadar terörist dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur. ‘Biz öyle bir şey demiyoruz, onların seçtikleri teröristtir diyoruz!’ derseniz gene yanlış yaparsınız. Çünkü bu sefer onları seçen milyonlarca insanı aptal yerine koymuş olursunuz. Bunun, 1960 öncesinde Menderes’in Demokrat Partisi’ne oy vermiş insanları ‘kandırılmış’ ve ‘aldatılmış’ görmekle hiçbir farkı yoktur.
Dolayısıyla İşçinin Kendi Partisi olarak iktidarın bu yanlıştan bir an evvel dönmesini talep etmenin en doğru yol olduğunu düşünüyoruz. İktidar; memlekette büyük bir kaosa neden olabilecek böyle bir uygulamadan bir an evvel vazgeçip Devlet Bahçeli/Doğu Perinçek çizgisini terk etmelidir diyoruz. Çünkü yukarıda da açıkça ifade ettiğimiz gibi bu politika bir kan davası gütme politikasıdır ve olası bir iç kavganın önündeki bütün engelleri kaldırma politikasıdır. Bizim ihtiyacımız olan Barıştır, Kardeşliktir, Dostluktur ve tabii ki Birliktir.
İKEP olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin Kürt vatandaşlarıyla diğer vatandaşları arasında birliğin ve dayanışmanın ancak bu yoldan tesis edileceğine olan inancımız tamdır. Ancak bu yoldan emperyalizmin bütün politikalarına karşı ayakta durabileceğimize inanıyoruz. Kaldı ki işçi sınıfımızın birliğini sağlamanın da bundan başka bir yolu yoktur.
Bundan dolayı, Hükümeti bir kez daha uyarıyoruz! Kürt meselesinin çözümünde Bahçeli/Perinçek çizgisinden vazgeç! Sırat-ı Müstakim bundan vazgeçmeyi icap ettirir.