Nefes alamıyoruz!
Sömürüden, işsizlikten, güvencesizlikten nefes alamıyoruz! Bizden çalınanlardan, elimizden alınanlardan nefes alamıyoruz! Hayat pahalılığından, geçim sıkıntısından nefes alamıyoruz! Çocuklarımıza güvenli bir gelecek sağlayamamaktan, endişeden kaygıdan nefes alamıyoruz! Covidden en çok biz hastalanıyor nefes alamıyoruz! Hükümetin beceriksizliğinden, yalanlarından, pişkinliğinden nefes alamıyoruz!
Biz rahat nefes alamıyorsak bizlerin rızkını çalanlar da rahat nefes alamayacak!
Bir kez daha hep birlikte gördük ki patronlara sefa, bizlere cefa düştü. Pandeminin yükü biz işçilerin, esnafın ve çiftçilerin sırtına yüklendi. Türkiye’de ve dünyada patronlar daha da zenginleşir, servetlerine servet katarken bizlere düşen artan sömürü, yoksulluk ve işsizlik oldu.
Ak Parti pandemiyi çok kötü yönetti. Yıllardır bu devlete vergi veren biz işçi ve emekçilere devlet bir yıl destek olamadı. En çok ihtiyaç duyduğumuz bu krizde, bir kez daha, bizlerin değil, patronların yanında yer aldı.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden bu yana Merkez Bankasında döviz rezervlerini tükettikleri, pandemiden bu yana ise bize ait olan İşsizlik Sigortası Fonunu sömürdükleri halde ekonomiyi getirdikleri yer, işçi sınıfını karşı karşıya bıraktıkları koşullar ortada.
Hükümet OHAL’i nasıl patronlardan yana istismar ettiyse, bunu nasıl açık açık ilan ettiyse, pandemiyi de aynı şekilde kullandı.
İşçilerin haklarının, halkın geçiminin ve toplum sağlığının derdine düşmedi. Türkiye yanarken Ak Parti’nin tüm derdi patronların çıkarları ve kendi iktidar manevraları!
Kendi kongreleri söz konusu olunca pandemiyi tanımayan hükümet, 1 Mayıs’a gelince toplanma ve hak arama özgürlüğümüzü elimizden aldı. Bu iki yüzlülüğü, bu fırsatçılığı asla unutmayacağız!
PTT işçileri gibi Migros işçileri gibi, yurdun dört bir yanında hakkını arayan işçilere yönelik zulmü kabul etmiyor ve protesto ediyoruz!
Türkiye’nin çile çeken tüm işçilerine, işsizlerine, emekçilerine, esnaflarına ve çiftçilerine bugün buradan sesleniyoruz.
Çektiğimiz çilelerin sebebi de çözümü de basit.
Ak Parti de muhalefet partilerinin büyük çoğunluğu da patronlardan, büyük sermayeden yanadır.
Ekmek kavgamız için, çocuklarımızın geleceği için, hürriyet ve haysiyet kavgamız için işçiler ve emekçiler bir araya gelmeli ve siyasete katılmalıdır.
Bizler bir araya gelip emekten yana bir siyaseti, sermaye partilerinin karşısına dikmedikçe çilelerimiz de endişelerimiz de bitmeyecek. Her krizde fatura bize kesilecek. Her seferinde patronlara sefa bize cefa düşecek.
Evet zor! Ama her gün patronlar altında çektiğimiz eziyetten daha zor değil! Gelin birleşelim, siyaset yapalım! Türkiye’yi beceriksizce yöneten, hayatlarımızı alt üst eden patronlardan Türkiye’yi geri alalım!
Biz rahat değilsek patronlar da rahat edemeyecek!
İşçi arkadaş,
Kır zincirlerini gel yanımıza!
İŞÇİNİN KENDİ PARTİSİ

