Zeki Kılıçaslan **
AKP ve MHP‘nin birlikte hazırladığı yeni seçim yasa tasarısı tümüyle hükümet partilerinin önümüzdeki seçimlerde nasıl avantaj sağlayacaklarını hesaplayarak yaptıkları düzenlemelerdir. Bu düzenleme önerileri sadece temsilde var olan adaletsizliği daha da artırmakla kalmamakta seçim güvenliğini de yeni risklere sokmaktadır. Bu konudaki ana gerçekler şöyle özetlenebilir.
- Partilere seçime girebilmeleri için illerin % 50 den fazla ve ilçelerin 1/3 den fazlasında örgütlenme dayatması devam ederken, 20 milletvekilinin bir araya gelerek parti ve meclis grubu kurup seçime girme şansı da ortadan kaldırılmaktadır. Partilerin seçime girmesi için bu gibi kısıtlamalar birçok ülkede yoktur.
- Ülke barajının %10’dan %7’ye düşürülmesi sadece MHP’nin işine yarasın diye yapılan bir düzenlemedir. Aslında olması gereken barajın kaldırılmasıdır. Özellikle de başkanlık rejimlerinde milletvekili seçimlerinde bu ölçüde baraj konulması dünyanın hemen hiçbir yerinde yoktur.
- Partilerin seçim ittifakı yaparak oylarını birleştirmeleri sadece ülke barajını aşmakta katkı sağlamakta, milletvekilliği seçimlerinde ittifak oyları değil her partinin kendi aldığı oy esas alınmakta, dolayısıyla küçük partilerin aldıkları oy boşa gitmektedir. Yani pratikte ittifak sistemi yok edilmektedir.
- Seçim kurullarında en kıdemli hâkim değil kura ile belirlenen hâkim başkanlık edecektir. Bu da hükümetin yönlendirebileceği hâkim arayışını göstermektedir.
- Cumhurbaşkanına “seçim yasakları muafiyeti” getiriliyor. Şimdiye kadar başbakan ve bakanlara seçim süreçlerinde devlet gücünü kendi partileri lehine kullanmasın diye uygulanan seçim yasakları, Cumhurbaşkanı için söz konu olmayacaktır. Yani aynı zamanda bir partinin başkanı olan Cumhurbaşkanı hiçbir kısıtlama olmadan bütün iktidar/devlet gücünü kendi partisi lehine kullanabilecektir.
- Bu tasarı yasalaşırsa işçi/emek/sosyalist yönelimli partiler ya barajı aşan bir partinin listesinden kendi adaylarını göstermek zorunda kalacaklar ya da baraj altı kalmayı göze alarak bağımsız bir ittifak ile seçim gireceklerdir. Millet ittifakı içindeki partiler de ayrı ayrı isim olarak bir ittifak yerine CHP veya İYİ Parti listelerinde seçime katılmak zorunda kalacaklardır.
Egemen güçlerin partileri, neredeyse her seçime yeni bir seçim yasası ile girmeyi alışkanlık haline getirdiler. 1980 sonrası ANAP döneminden beri başlayan bu alışkanlık devam etmektedir. Meclis’te gücü ele geçirenler seçim yasasını daha adil olsun diye değil kendilerine nasıl yarar düşüncesiyle değiştiriyor. Bu teklifin amacı da aynıdır. Ama halkın gönlünden büyük ölçüde kopanların gidişini yeni seçim yasaları da engelleyemeyecektir!
* Bu yazı İKEP merkezi bülteni Paydos’un Nisan 2022 tarihli 2. sayısında yayınlanmıştır.
** İKEP Parti Danışmanı