Gençler Gerçekten İş mi Beğenmiyor?

Esin Umut Kaçmaz **

Bugünün gençleri olarak çocukluğumuzdan itibaren hep birilerinden bir şeyler dinledik. Bize öğütler, nasihatler ve hayat dersleri verildi. Ebeveynlerimiz, büyüklerimiz ve öğretmenlerimiz hayatın açık kapılarla dolu olduğunu, yeterince çabalarsak harika bir geleceğin bizi beklediğini söyleyip durdular. Büyüdükçe bunların aslında harika masallar olduğu gerçeğiyle yüzleştik. Bu masallara inanmak da aslında güç değildi, çünkü bize hep bu öğretilmemiş miydi? “Yeterince çabalarsak” her kapı önümüze açılacaktı, aktif ve güzel bir hayat yaşayacaktık. Kapitalizmin bu koşulları gözetmeyen idealist ve en rezil yalanına kendimizi bırakıverdik. Büyüdüğümüzü daha anlamadan bu gerçeklikle yüzleştik. Sorun bizde olmalıydı, çünkü hayat sana çabalarının karşılığını verirdi. Koşullar ne olursa olsun sen istersen hayatını değiştirebilirdin. Eğer değiştiremediysen de bu senin problemindi.

Bu yalanı fark edemediğimiz için kendimizi eleştirip yıllarca üstesinden gelemediğimiz yetersizlik hissi, insanı insanlıktan çıkarıp bir numara haline getiren sınavların yarattığı yorgunluk, hayatımızın en güzel yıllarında karşı karşıya kaldığımız parasızlık, üniversiteye girdiğimiz anda yok olması gerekirken daha da kuvvetlenen gelecek kaygısı, tüm çabalarımızın boşuna olduğu hissi ve belki de gerçekliği bugünün gençlerinin yapı taşları haline gelmiş durumda. Herkesin eleştirdiği bu “iş beğenmeyen, tembel” gençleri bugüne kadar kim dinledi?

Bugün çoğumuz harçlığımızı çıkartabilmek adına bir yandan okurken bir yandan da emeğimizi hiçe sayan ücretlere kimsenin tenezzül etmediği işlerde çalışıyoruz. Çoğumuz işyerlerimizde sigortasız çalışmak durumunda olduğumuz için hakkımızı alamıyoruz. Çoğumuz bizden büyük olan, bu tecrübeli ve “mükemmel” insanların savurduğu hakaretleri her gün yutmak zorunda kalıyoruz. Çoğumuz okul masraflarımızın altında eziliyor, desteksizliğin yükünü daha bugünden omuzlarımızda taşıyoruz. Çoğumuz diplomamızın hiçe sayılması sebebiyle kendi bölümlerimizde çalışamıyoruz. Çoğumuz mezun olduktan sonra iş bulamıyoruz. Yaşamak istediğimiz hayat bir yanda dursun, bugün bu ülkenin en berbat hayatlarını en güzel yaşlarımızda aslında bizler yaşıyoruz.

Biz gençler olarak bugün yok sayılıyoruz, avutuluyoruz. Hiçbir gerçekliği olmayan yalanları dinliyoruz. Birilerinden azar işitiyoruz. Birilerinden bizi dinlemelerini bekliyoruz. Ama artık yeter!

Biz de bize hiçbir şey vermeyen, bizden sadece alan, geleceğimizi çalan, bir de bize “iş beğenmiyorlar” diyen bu insanlara soruyoruz: Gerçekten biz mi iş beğenmiyoruz?

* Bu yazı İKEP merkezi bülteni Paydos’un Haziran 2022 tarihli 4. sayısında yayınlanmıştır.

** İKEP Üyesi, Ankara, Öğrenci

Bu Yazıyı Paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir