Mayıs-Haziran 2013, Gezi Niye Yenildi?

M. Şadi Ozansü **

Türkiye sınıf mücadeleleri tarihinin ender vakalarından biriydi Gezi 2013.

Başta her sınıftan gençlik olmak üzere AKP Hükümetlerinin insanların hayat tarzlarına müdahalesine duydukları tepkinin yol açtığı bir patlamaydı bu. Ama öyle şiddetliydi ki kısa zamanda ülkenin seküler kesimleri de isyana katılıverdi. Mütedeyyin çevrelerin gençleri de bir hafta boyunca ağaçların kesilmemesi için basın açıklaması yapmaya çalışanları gaz bombardımanına tutan güvenlik kuvvetlerinin geri çekilmek zorunda kalıp milyonlarca insanın Taksim meydanını ve parkını ele geçirmesine dâhil oldular. Bu sırada her zaman olduğu gibi olayları yatıştırmak isteyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Kadıköy’de parti mitingi yapmak istediğinde kendi taraftarlarını dahi tutamadı ve onlar da Boğaz köprüsünün üzerinden yürüyerek Taksim meydanına ulaşınca Kadıköy mitingini iptal etmek zorunda kaldıydı.

Peki toplamda ülkede 8-10 milyon insanı sokağa döken Gezi protestoları sonuçta geçici de olsa niye yenilgiyle sonuçlandı?

Bunun tek bir cevabı var: Çünkü Gezi olaylarını “yargılayan” mahkemenin iddia ettiğinin tersine ne idam cezasına (ağırlaştırılmış müebbet hapis bu demektir) çarptırılan Osman Kavala ne de Mücella Yapıcı başta olmak üzere olaylardan tam dokuz yıl sonra 18 yıl hapisle cezalandırılan insanlar Gezi’nin yöneticisi ve kışkırtıcısı değildiler. Esas kışkırtıcı olan Taksim’e Topçu Kışlası dikmek isteyen zihniyetti.

Ama esas kışkırtıcının kim olduğu sabitse de, Gezi’nin geçici yenilgisinin sebebi bu olamaz. Esas sebep olaylara örgütlü işçi sınıfının seyirci kalmış olması, yani bir siyasi işçi sınıfı önderliğinin eksikliğiydi.

Hükümetin burada uyguladığı baskı politikasını mazeret olarak göstermek doğru değildir. İşçi sınıfını ortak mücadeleye çağıramayan ve ona yeterli güveni veremeyen işçi “önderlik”leri -o günkü Partimiz İKP de dâhil- suçludurlar.

İşçi sınıfının önderlik eksikliği bugün de sürüyor. Giderilmesi için bütün sınıf örgütleri birlikte mücadele etmeli ve işçi sınıfının bir genelkurmay heyetinin inşasının oluşmasına omuz vermelidirler. Bu inşa bugünkü yapılardan çok farklı ve onların çok üstünde olmak zorundadır. İKEP’in misyonu bu yolda işçi sınıfının öncüsüne yardımcı olmaktır.

* Bu yazı İKEP merkezi bülteni Paydos’un Haziran 2022 tarihli 4. sayısında yayınlanmıştır.

** İKEP Genel Başkan Vekili

Bu Yazıyı Paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir