Yasaklar Topluma Saldırıdır!

Deniz Bikriç **

“Her yasak kendi isyancısını yaratır”

Sanat insanı bilinçlendirmeye ve ileriye götürmeye hizmet eder. Sanatçı bir meseleyi kendine amaç edinir ve bu mesele üzerine sanatını en güzel biçimde icraya çalışır ve kimi zaman halkın sesi olur. Yani sanat aslında her dönem bir başkaldırı olmuştur. Bunun en güzel örneğini de Gezi Parkı eylemlerinde gördük. Hükümete karşıt herhangi bir görüşün yasaklanması ile sanatın yasaklanması birçok nedenden ötürü benzerdir. Ve iktidarlar başka seslerin duyulmasını istemez kendi iktidarlarının sallantıya gelmesinden korkarlar. Günümüzde sanatsal faaliyetlerin en yaygın uğraşlarından biri müziktir bu sebeple iktidarın en çok kontrol altında tutmaya çalıştığı sanat dalı da müziktir.

Ülkemizde bir süredir korku iklimi ve baskıcı bir atmosfer yaratılmaya çalışılıyor. Bu da kısmen başarıldı. Ayrıca derin bir ekonomik krizin içindeyiz. Çocuklar bile artık ekonomi tartışır hale geldi. Üniversite ve lise çağındaki gençler belki paraları çıkışırsa konser ve sinema gibi etkinliklere gidebilir hale geldiler. Çoğu genç için ise sosyalleşme sadece arkadaşlarıyla belki bir kafede parası yoksa da parkta oturmak oldu. Konser mekânının uzak olmasından yakınılan zamanlardan, konserlerin yasaklandığı ve yasaklanmayanlara ise gençlerin gidecek parasının olmadığı zamanlara geldik.

2016’da Grup Yorum ile başlayan konser yasakları günümüzde çığırından çıkmış bir şekilde devam ediyor. Gün geçmiyor ki önümüze başka bir konser, festival yasağı, bir şarkıcının tutuklanması haberi düşmesin. Halk ve gençler para ayırabilirlerse günümüz baskılarından ve ekonomik koşullarından uzaklaşıp bir an olsun sadece eğlenebilecekleri ve kafalarını dağıtabilecekleri etkinliklerden zorla uzaklaştırılıyor.

Bu yasak ve tutuklamaların örneklerini çok yerde gördük ve görüyoruz. Grup Yorum’un konser yasağı, Ezhel’in tutuklanması, yıllardır üniversitelerde bahar şenliklerinin yaptırılmaması ve şimdi de beğenmedikleri konserlerin iptali…

Pandemi zamanında sanatı meslek edinmiş insanların müzik aletlerini satmak zorunda kalmaları yetmezmiş gibi şimdi de meslekleri icra ettirtilmiyor.

O Kürtçe şarkı söylüyor, diğeri ahlaksızlığı özendiriyor, gençler içki içiyor ve bunlara benzer bir sürü “gerekçe” ile iflah olmaz bir şekilde yaşam şeklimize, özgürlüklerimize müdahale ediliyor ama “gençlik şenliği” adı altında öğrencileri parti mitingine götürmek serbest oluyor. Vakalar azaldı denilerek maske yasakları halkın sağlığı riske atılarak kaldırılıyor ama 24.00’den sonra olan müzik yasağı sadece 01.00’e çekiliyor.

Asla “Kindar” bir nesil olmayacağız ve bize uygulanan bu yıldırma politikasına boyun eğmeyeceğiz. Kendi mutsuzluklarında bizi de boğmak isteyenlere inat konserlerde, festivallerde, mitinglerde engellenen sanatçıların şarkılarını daha gür bir şekilde söyleyeceğiz. Tarih boyunca şarkılar, kitaplar, tiyatro oyunları yasaklandı, müzisyenler tutuklandı bugün her birini nasıl hatırlıyorsak yıllar sonra da bugün yasakladığınız sanatçıları öyle hatırlayacağız. Sanat insanın bir sığınağıdır ve insanlardan asla kopartılamaz.

Her şeye rağmen korkmuyoruz, susmuyoruz, haykırıyoruz!

* Bu yazı İKEP merkezi bülteni Paydos’un Haziran 2022 tarihli 4. sayısında yayınlanmıştır.

** İKEP Üyesi, Ankara, Öğrenci

Bu Yazıyı Paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir