Bursa’dan Bir Emek Tecrübesi

Yasin Şafak

Bursa Yıldırım muhitinde, artık kendi tezgâhında parça iş yapan; ama çeşitli birimlerde işçilik geçmişi de olan, 50’li yaşların başında bir isimle emek izlenimleri üzerine konuştum. Konuşmamızdan bazı fragmanları onun aktardığı haliyle paylaşıyorum. Bu tecrübenin anlamlı görüntüler sunduğunu düşünüyorum.

Gençlik yılları

“1986’da Bursa’ya gelmiştik. O yıllarda 16 yaşımda dokuma tezgâhlarında, tekstil sektörüne başladım. 90’lı yılların başında konfeksiyon bölümüne geçtim. O dönem fabrika değil; atölye-merdiven altı-fason-kayıt dışı ağırlıklıydı. Bursa’da sektörde her renkten işveren vardı; çok bilinen, merkez sağ hükümetlerle özdeş büyük patronlar olduğu gibi, İslamcı ideolojiden olanlar da vardı. Ben o yıllarda hatırlarım; bir atölyede çalışıyordum; duvarlarda İslami Cihad’ların o meşhur posterleri, fonda çalan İran marşları. Öyle yerlerde çalıştık. Ama sigorta sosyal haklar konusunda tabi ki her yer gibiydi. İslamcı sermayedarların emek konusunda karnesinin kırık oluşuna dair esprilerimizi hâlâ daha gülümseyerek anımsarım.”

2000’ler

“Laleli ve Rusya pazarı, krizle 98’den itibaren çöktü. Merdiven altı azaldı; fabrikalara bir geçiş yaşadık. O dönemleri üretimde makine işçisi olarak geçirdim. Çalıştığım yerlerde sendika hiç görmedim. Solcu arkadaşlar bir çevre olarak vardı ama sendika olarak değil. Sendika ya yoktu, ya da zayıftı.

Bursa’nın tekstildeki yeri de biraz dönüştü, değişti. Doğu’ya kayan yatırımlar oldu. Bunu işçilik olarak düşük maliyet potansiyeline, vergi indirimlerine ve OHAL yatırım teşviklerine bağlamak mümkündür.

Buralarda ise AVM’ler çoğaldı, bakkallar nasıl bittiyse o şekilde atölye-merdiven altı da azaldı. Eskiden sigorta azdı. Sosyal haklar AVM-fabrika döngüsüyle arttı.”

Küreselleşme bağı

“Bunun bir küreselleşme bağı elbette olabilir. Sosyal haklar geri ama serbest-yerli düzenden, sosyal haklar ileri ama daha küreselleşmiş bir görüntüye geçtik. 2006 yıllarında İngiltere pazarına çalışan bir fabrikada çalışırken ara ara gelen İngiliz işletmecilerle-alıcılarla bunu müşahede ederdik. 2010 dolaylarında patent yasası da çıktı. Eskiden Laleli pazarına mal ürettiğimizde meşhur markaları basardık. Ama yasa sonrası dönemlerde avukat ve polis eşliğinde fason üretimde sahte marka basmaya karşı baskınlar gerçekleştiğini, bunu bilfiil yaşamış arkadaşlardan duyduk.”

Çıraklık/Mülteci İşçilik

“80’lerde 90’larda olan çırak yetiştirme kültürü artık yoktur. Yasaların ve kültürün değişmesi buna etken oldu. Mültecileri ben burada bu kolda çok görmedim. Fakat Doğu’da, sınır vilayetlerinde, geçiş bölgesinde illa daha yaygındır. Mülteci işçiler tahminim bizim 80’lerdeki halimizi bugün yaşıyorlar.”

* Bu yazı İKEP merkezi bülteni Paydos’un Temmuz 2022 tarihli 5. sayısında yayınlanmıştır.

Bu Yazıyı Paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir