Metal İşçilerinin Mesleki Sağlık Riskleri

Zeki Kılıçaslan

Birleşik Metal İşçileri Sendikası’nın saha araştırması sonuçları bize neyi gösteriyor ve ne yapmalı?

Bu yazıda metal işçilerinin sağlık sorunlarını Birleşik Metal İşçileri Sendikası’nın Bilim ve Danışma Kurulu üyesi olarak 19.06.2022 tarihinde sendika merkezinde katıldığım toplantıya sunulan ve tartışılan saha araştırması raporunun esas alarak değerlendirmeyi ve bu bağlamda da sendikaların işçi sağlığı alanında üzerlerine düşen görevlerini ele almayı hedefledim.

Öncelikle belirtmeliyim ki Birleşik Metal İşçileri Sendikası (BMİS) gerek 2017 yılından beri oluşmuş ve çalışmakta olan Bilim Danışma Kurulu, bu kurulun içinde bulunan İşçi Sağlığı İş Güvenliği çalışma grubunun faaliyetleri ve sendikanın Covid-19 salgının dönemi de dâhil işyerlerinde yaşama geçirmeye çalıştığı mücadele hattı ile ülkemizde bu konudaki sendikal çalışma düzeyinin çok ilerisinde bir noktada bulunmaktadır. BMİS salgın döneminde 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 13. maddesi gereğince örgütlü olduğu işyerlerinde çok sayıda işçinin Covid’e yakalanması nedeniyle örnek bir tutum sergileyerek, birçok işyerinde Çalışmaktan Kaçınma Hakkını kullandırmıştır.    

Öte yandan BMİS örgütlü olduğu 125 civarındaki işyerinden 30’unda işçi sağlığı açısından sendika uzmanlarının denetim yapma hakkını toplu sözleşme ile kazanarak bu yönde ileri bir adım atmıştır.  

Nitekim sendika bu çalışmaları nedeniyle Türk Tabipleri Birliği (TTB)  Merkez Konsey Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı tarafından verilen bir plaketle ödüllendirilmiştir.

Bu hattın daha da geliştirilerek tüm sendikalara yayılması ve böylelikle sadece BMİS’te örgütlü olan 30.000 civarında işçinin değil bütün işçilerin sağlıklarının korunma düzeyinin yükseltilmesi, emeğin ve insanın yanında olan herkesin görevidir.

Metal sektörünün durumu

Türkiye OECD ülkeleri arasında en fazla ana metal üreten işletmeye sahiptir. Ana metal üretimi yapan 21.997 işletmenin 5.641’i (%25,6) Türkiye’dedir. Temmuz 2021 verilerine göre Türkiye’de metal sektöründe 1.789.038 işçi vardır. Bu değere göre metal işçilerinin sayısı, tüm sektörler içinde %8,4’e, imalat sektöründe ise %32,3’e tekabül etmektedir.

Ocak 2022 verilerine göre Metal Sektöründe sigortalı olarak çalışan 1.838.225 işçinin  %12,4’ü Türk Metal Sendikası’nda, %2,41’i Çelik İş Sendikası’nda, %1,9’u Birleşik Metal İşçileri Sendikası’nda örgütlüdür. Metal işçilerinin %85’e yakını sendikasızdır.

BMİS saha araştırmasının kapsamı

Metal İşçilerinin sağlık risklerini ortaya koymaya çalışan araştırma, BMİS’e üye toplu iş sözleşmesi kapsamında 121 işyerindeki 22.095 (2020 yılı) işçiyi temsil eden 1.374 kişi (%93 erkek, %7 kadın) ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmada sektörel olarak en yüksek temsil %35 ile motorlu araç, römork ve yarı römork imalatı ve %25 ile ana metal sanayidir.

Ana Metal Sanayi

Araştırmanın temel bulguları

İşçilerin yaklaşık yarısı (%51,1) sigara, %8,1’i ise haftada en az bir kez alkol kullanmaktadır. İşçilerin yaklaşık yarısı “kilolu”, % 15,6’sı ise obezdir. İşçilerin %75,4’ü sağlık durumunun iyi olarak belirtmektedir.

Araştırma kapsamındaki işçilerin %30,8’i bir hekim tarafından konulmuş kronik (müzmin) bir hastalığa sahiptir. İşçilerin %17,4’ünün tanı konulmuş kas iskelet sistemi hastalığı vardır.

Araştırmaya katılanların %36,6’sı en az bir kere iş kazası geçirmiştir, iş kazası geçirme oranı dökümcü, potacı ya da ocakçı olarak çalışanlar içinde %65,8’e varmaktadır.

İşçilerin %80,4’ü işyerinde gürültüye, %68’i toza, %58’i ağır kaldırmaya, %54,1’i kimyasal maddelere , %38,6’sı, yüksek sıcaklığa, %31,5’i titreşime maruz kalmakta, %45’i ise uygunsuz duruş şekli ve hareketler yapmak durumunda kalmaktadır.

Ayrıca işçilerin %44,1’i zaman baskısı ve ağır iş yüküne, %21,1’i rahatsız edici/tehditkâr davranışlara, %15,5’i ise sözel, fiziksel veya psikolojik şiddete maruz kalmaktadır.

İşçilerin %80’e yakını işe bağladıkları iskelet kas sistemi şikâyetlerinden, %33,3’ü, solunum ile ilgili sorunlardan, %23’ü cilt ile ilgili rahatsızlıklarından, %37,7’si işitme sorunlarından %30,9’u ise stres, depresyon veya anksiyete sorunlarından yakınmaktadır.

İşçilerin 204’ü (%14,8) bir hekimin kendilerine işle ilgili hastalık tanısı koyduğunu belirtirken, resmi olarak meslek hastalığı tanısı almış olan kişi sayısı ise sadece 50‘dir (%3,6). İşe bağlı meslek hastalıklarında, %72,9 ile iskelet kas sistemi, %11,4 ile solunum sistemi hastalıkları vardır.

Özetle işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda duyarlı ve mücadeleci bir sendikanın üyeleri olmalarına rağmen metal işçilerinin çok önemli bir kısmı işe bağlı olarak yüksek oranda gürültü, toz, kimyasal madde, titreşim ve ısı değişikliklerine maruz kalmaktadır. Özellikle de ağır kaldırma ve uygunsuz duruş şekline ve hareketlere zorlayan iş koşulları nedeniyle yüksek oranda iskelet kas sitemi hastalıklarından yakınılmaktadır. 

Yaygın yakınmalara ve hekim tanılarına rağmen çok az işçinin yasal olarak meslek hastalığı tanısı almış olması dikkat çekici bir bulgudur.

İş koşullarından bağımsız olarak işçilerin sağlığı için en büyük riskler ise yüksek oranlara varan sigara tüketimi ve fazla kilo/obezite’nin varlığıdır.

Ne yapmalı?

  • İşkolunda sendikal örgütlenmesinin geliştirilmesi en önemli hedef olarak işçi hareketinin önünde durmaktadır. Çünkü işçilerin işyerinden kaynaklanan sağlık risklerinden korunması öncelikli olarak örgütlü olmalarından geçmektedir.
  • İşyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanları, işverenler tarafından değil bu konuda kurulacak özerk ve kamusal bir kuruluş kapsamında istihdam edilmeli ve finansman işverenler tarafından sağlanmalıdır.
  • İşyerlerinde mesleki risk faktörlerinin azaltılması için mücadele, sendikaların öncelikli gündemlerinden birisi olmalı, sendikalar, konfederasyonlar veya ortak sendikal platformlar işbirliği ile çalışmalar geliştirilmelidir.
  • Sendikalar bu konu ile ilgili bilim insanları ve sivil toplum kuruluşları ile ortak zeminler oluşturmalıdır.
  • Sendikasız işyerlerinde de İş Sağlığı ve Güvenlik Kurulları aracılığı ile koşulların düzeltilmesi için mücadele edilmelidir. Bunun için sendikasız işyerlerindeki İş Sağlığı ve Güvenlik Kurullarında görev alan işçilerin, ilgili kamu kurumları veya sendikaların konu ile ilgili eğitim çalışmalarına katılabilmeleri için yasal güvence oluşturulmalıdır.

* Bu yazı İKEP merkezi bülteni Paydos’un Temmuz 2022 tarihli 5. sayısında yayınlanmıştır.

Bu Yazıyı Paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir