Genel başkanımız Cemal Bilgin, Çapa Tıp Fakültesi önünde yaşadığı hukuksuzluklarla ilgili dün (19.08.22) bir basın açıklaması yaptı. Mahkeme kararlarını mandallarla ipe asarak yaptığı açıklamayı paylaşıyoruz.
***

Benim adım Cemal Bilgin.
Çapa Hastanesinde hastabakıcı olarak çalışıyordum.
Taşeron sistemine karşı kadrolu ve güvenceli çalışma hakkı mücadelesi veriyorduk.
Hak mücadelesi verdik, başımıza gelmeyen kalmadı!
Çapa Hastanesi yemekhanesinde besin zehirlenmesi yaşandı.
Çalışan işçi arkadaşlarımız zehirlendi.
Ben de işçi sağlığı ve iş güvenliği temsilcisi olarak görevimi ve sorumluluğumu yerine getirdim.
Zehirlenme olayını tespit ettim.
Verilen sahte raporları hastane yönetimine sundum.
İşte bundan sonra başımıza gelmeyen kalmadı.
Haksız hukuksuz keyfi bir şekilde 25/2 maddesinden tazminatsız işime son verildi.
Şikayetler, karakollar, savcılık soruşturmaları, mahkemeler bitmedi.
Ancak hakkımda açılan tüm davaları kazandık.
Verilen sahte raporlar mahkemece de tespit edilmiş oldu.
Ama bu olaydaki asıl suçlular yönetici olarak koltuklarında oturmaya devam ediyorlar.
Bu hukuk mücadelem tam 5 yıldır devam ediyor.
Tüm davaları kazanmama rağmen adalet yerini bulmadı.
Bu devam eden haksızlığı ve hukuksuzluğu tekrar hatırlatmak, gündeme getirmek için karşınızdayım.
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Çapa Hastanesi’nde yaşanan haksızlık, hukuksuzluk ve entrikaların araştırılması ve denetlenmesi için bu konuları gündeme getirmeye tüm gayretimle devam edeceğim.
Rızkımızı çalan, emeğimizi gasp eden, güvencesiz çalışmayı dayatan bu taşeron sistemi, üzerimize vazife olmayan işlerin üzerimize yüklenmesi Zafer Açıkgözoğlu arkadaşımızın hayatına mal oldu.
Kadro hakkımızı gasp eden, sömüren, zehirleyen, ölüme sürükleyen taşeron sistemi bitene kadar mücadeleye devam edeceğiz.
TAŞERON ÇALIŞMA ÖLÜM DEMEKTİR!
Kadroyu da, işimizi de geri alacağız!
Cemal Bilgin (Çapa Tıp Fakültesi eski çalışanı, İşçinin Kendi Partisi Genel Başkanı)
