Patronların kirli düzeni işsizliği, hayat pahalılığını, kiraları hızla artırırken, işçilerin ücretleri günden güne değer kaybediyor. Bizden daha çok çalabilmek için çalışma hayatlarımızda güvencesizliği ve taşeron sistemini büyütüyorlar. Derinleşen ekonomik kriz, artan işsizlik ve güvencesizleşme, yükselen kiralar, işçi sınıfının belini büküyor.
Bütün bunlar olurken patronlar servetlerine servet katıyorlar. Krizin faturasını ise fakirleşen bizler ödemek zorunda kalıyoruz. Direnebileceğimiz tek silahımız olan örgütlenmemiz ise devlet mekanizmalarıyla, sermayenin ayak oyunlarıyla ve sermayenin işbirlikçisi sendikalar vasıtasıyla bastırılıyor.
Siyaset alanında ise kimlik temelli gerilimler körükleniyor. Böylelikle esas mesele olan işçi sınıfının hakları ve birlikteliği gündemden çıkarılıyor. Her türlü hırsızlıkta sınır tanımayan patron düzeni Kürtlere yönelik savaş ve saldırganlık politikalarına devam ediyor. Savaş çığırtkanlıkları ve saldırganlıkları Türküye ile de yetinmiyor. Bütün bölgeye eş zamanlı olarak yüksek tansiyonlu bir tutumla konuşmaya devam ediyorlar. İşçi sınıfının gündemi ve meseleleri böylelikle ikincilleştirilmeye çalışılıyor.
Kadın düşmanlığı ve göçmen karşıtlığı hız kesmeden devam ediyor. İşçi sınıfının bütün bileşenlerine sistematik saldırı devam ediyor. Gençler ise patron düzeni için geleceğin güvencesiz bir içi ordusu olarak görülüyor, gelecekleri karartılıyor.
2022 birçok işçi direnişini, mücadeleyi ve kazanımı beraberinde getirdi. Bu yılın başından itibaren önceki yıllara nazaran çok fazla işçi mücadelesine şahit olduk. Halen de süren birçok direniş ve mücadele var:
İktidarın baskısı ve İBB’nin iş birliği ile hukuksuzca işten çıkarılan ve işe iade isteyen İBB işçileri, kadro hakkı için TABİB’de örgütlenen taşeron belediye işçileri, kölelik koşullarında çalıştığı içi sendikalaşan özel okul öğretmenleri, işçilerin haklarını çalarak iflas ilan eden ETF’den haklarını arayan işçiler, tazminat haklarını uzun bir mücadeleden sonra kazanan Kayı İnşaat işçileri, sendikalaştıkları için işlerinden olan Lila Kağıt, Sunny Atmaca Bilgisayar, Asen Metal, Pulver Kimya, Ceva Lojistik işçileri ve daha niceleri…
Patron düzeni bütün aygıtlarıyla ve imkânlarıyla işçi sınıfına saldırırken bizlerden seçimlerin beklenmesi isteniyor.
Biliyoruz ki hiçbir parti ya da masa, işçi sınıfının öz örgütlenmesinden daha güçlü ve etkili değildir!
Biliyoruz ki işçi sınıfı örgütlenmeden hiçbir kalıcı hak elde edemeyiz!
İKEP olarak 16 Ekim’de Kartal’da yapılacak olan, bileşeni olduğumuz İşçi Emekçi Birliği’nin çağrısıyla, örgütleyicisi de olduğumuz mitinge bütün üye ve gönüldaşlarımızı bekliyoruz.
Emeğimiz ve haklarımız için;
- İşten atmaların yasaklanması, herkese iş ve gelir güvencesi için,
- İnsanca yaşanabilir ücret için,
- Taşeron çalışmanın yasaklanması için,
- İşyerlerinde taciz, baskı, mobbingin son bulması için,
- KHK’ların iptal edilmesi, güvenlik soruşturmaları ile işten atmaların son bulması için,
- Sendikal örgütlenmenin önündeki engelleri kaldırmak için,
- EYT’lilerin taleplerinin kabul edilmesi için,
- Göçmen işçilere yönelik ayrımcılığa, saldırılara son verilmesi, eşit ve güvenceli çalışma hakkı sağlanması için,
- Ranta dayalı dönüşüm politikaları ile barınma hakkının gaspını, fahiş kira zamlarını ortadan kaldırmak için,
- Temel tüketim maddelerine yapılan zamların sona ermesi için,
- Elektrik, su ve doğalgazın insani ihtiyaç oranında ücretsiz sağlanması için,
- Bütün fiyat artışlarının ya da zamların dondurulması için,
ARTIK YETER diyoruz!
* Bu çağrı İKEP merkezi bülteni Paydos’un Ekim 2022 tarihli 8. sayısında yayınlanmıştır.
