Gazete Karınca’dan Özlem Ergun’un Genel Başkanımız Cemal Bilgin ile taşeron çalışma düzeninin mevcut durumu ve işçi sınıfının meseleleri üzerine yaptığı röportajı paylaşıyoruz.
***
AKP’nin ilk kez 2015 Kasım seçimleri arifesinde verdiği ‘taşeron işçiye kadro’ sözü 2023 seçimleri öncesi yine gündemde. İKEP Genel Başkanı Cemal Bilgin, Çalışma Bakanı Vedat Bilgin’in “1 milyon işçiye zaten kadro vermiştik şimdi de kalan 90 bin işçiyi kadrolu yapıyoruz” şeklindeki vaadinin gerçeği yansıtmadığını ve gerçek rakamın 2 milyona yakın olduğunu söyledi.
Türkiye’de taşeron çalışma AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana sistematik olarak artarken, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) verileri 2011 yılında taşeron işçi sayısının 1 milyon 611 bine ulaştığını ortaya koyuyor. Bugüne gelindiğinde ise yine bağımsız kurumların araştırmalarında taşeron işçi sayısının 2 milyona dayandığı ifade ediliyor.
Kamudaki taşeron işçilerin kadro talebini yıllarca görmezden gelen AKP hükümeti, 2015 Haziran seçimlerinde tek başına hükümet kuracak çoğunluğu kaybedince, 2015 Kasım seçimlerinden önce ilk kez ‘kadro sözü’ vermek zorunda kalmıştı.
‘Sözlere rağmen işçiler lehine bir çalışma yapılmadı’
“Devlet taşeron çalıştırmaz, devlet sigortalı, kadrolu işçi çalıştırır. Onlar ‘Nasıl olur da bunlara kadro vermeyiz’ diye formül arıyorlar. Söz vermelerine rağmen ne yazık ki hala işçiler lehine hiçbir çalışma da yapılmamaktadır” diyerek devletin böyle bir hukuksuzluğun mimarı/tarafı olamayacağını hatırlatan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ardından Çalışma Bakanı Vedat Bilgin, geçtiğimiz haftalarda bir kez daha ‘taşerona kadro müjdesi’ veriyordu. Bu kez 90 bin işçiye…
Taşeron işçiler için kanun teklifi AKP-MHP oylarıyla reddedildi
Bakan Bilgin’in ‘kadro sözüne’ rağmen CHP Milletvekili Utku Çakırözer’in kamu kurumlarında taşeron statüsünde çalışan işçilere kadro verilmesi için 2 Kasım’da Meclis’e verdiği kanun teklifi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. Çakırözer, iktidarın konuyla ilgili pozisyonunu şöyle özetledi:
‘Amasız, fakatsız kadroya alıyoruz’ dediniz ama doğruyu söylemediniz. Bu Meclis’te tartışıp, uzlaşmada gece yarısı kararnamesiyle ucube bir sistem kurdunuz. Sorunu çözdük dediniz ama çözülmedi. Daha büyük eşitsizlik, adaletsizlik yarattınız.
‘Eskiden taşeron şirketlerdi, şimdi devletin kendisi taşeron’
AKP hükümetinin 2016 kasım seçimlerinden önce 1 milyon işçiye verdiği kadro sözünün hayata geçip geçmediğini ve bugün sözü edilen ’90 bin işçiye kadro müjdesi’nin ne anlama geldiğini kendisi de bir taşeron işçi olan ve bu alandaki mücadelesini halen sürdüren Cemal Bilgin’e sorduk.
Aynı zamanda İşçinin Kendi Partisi (İKEP) Genel Başkanı olan Bilgin, AKP’nin ‘1 milyon işçiye kadro verdik’ sözünün neden tam bir aldatmaca olduğunu şöyle özetledi:
Bir kısım işçi Kanun Hükmünde Kararname’yle (KHK) sözleşmeli statüye, bir kısmı belediye iştiraklerine geçirildi, bir kısmı da taşeron firmalarda çalışmaya devam ediyor.
Bu işçiler, 647 sayılı statüye ya da 4-D daimi işçi kadrosuna dahil olmalı ki kadrolu olabilsinler. Oysa böyle bir şey olmadı. İktidar tarafından bu konuda söylenen sözler gerçeği yansıtmıyor. Eskiden taşeron özel şirketti, şimdi devletin kendisi oldu.
Patronların keyfine tabiiyet
İşverenleri yasal yükümlüklerinden kurtarmak, işçi maliyetlerini azaltmak gibi patronlara geniş olanaklar sağlayan ‘taşeronluk’, çalışanlar için güvencesizlik/geleceksizlik yani patronların keyfiyetine tabiiyet anlamına geliyor.
Asgari ücretle, izinsiz, uzun saatler boyu keyfi çalıştırılmak ve tazminatsız olarak işten çıkarılmak demek olan taşeronluğa iş sağlığı ve işçi güvenliği gibi, sosyal ve özlük haklar gibi çalışma yaşamının temel konuları da dahil değil.
AKP’nin ‘kadro vaadi’ gerçek olabilir mi?
Bugün belediyelerden hastanelere, TCDD’den Devlet Hava Meydanları’na, Karayolları Genel Müdürlüğü’nden PTT’ye, şeker fabrikalarından DSİ’ye, öğretmenevlerinden TRT’ye sayıları milyonları aşan taşeron işçiler kadro bekliyor ve talep ediyor.
AKP’nin seçim öncesi bir kez daha dolaşıma soktuğu ‘kadro vaadi’ bu kez hayata geçebilir mi? Cemal Bilgin yanıtladı:
‘Seçim propagandası haline getirildi’
- 2015 haziran seçimlerinde AKP taşeron işçilerine söz verdi. Dedi ki: ‘Bütün taşeron işçilerine ayrımsız/şartsız kadro vereceğiz.’ Ve seçim dönemi de gelmişti bütün billboardlarda/afişlerde ‘Taşerona ayrımsız kadrolu ve güvenceli iş’ diye reklam yapıldı. Tam bir seçim propagandası haline getirildi.
- Biz bu konuda meclisten kanun çıkmasını istedik ama AKP ne yaptı? KHK’yla bunu bir genelge olarak kafasına göre keyfi olarak çıkardı. Kadrolu çalışmayı beklerken kazanılmış haklarımız da elimizden gitti. İşçi arkadaşlarımızın ücretleri ve sosyal/özlük hakları artması gerekirken tam tersi bir tablo çıktı ortaya. Mahkemelerin muvazaa (hileli çalıştırma) raporları yok sayıldı. Çalışma Bakanlığı’nın müfettişlerinin raporları, mahkemelerin karaları var. ‘Devlet, işçileri kamuda ve belediyede taşeron çalıştıramaz’ diye.
Kamu ve belediyelerde taşeron işçilerin sayısı 1 milyonun üzerinde
- Kamuda belediyelerde çalışan taşeron işçi sayısını Çalışma Bakanlığı’na sormuştuk. Kendileri de bilmiyor, aslında biliyor fakat duyurmaktan imtina ediyorlar.
- Bugün kamuda ve belediyelerde çalışan taşeron işçi sayısının 1 milyonun üzerinde olduğunu tahmin ediyoruz. Bu rakama KHK’lı, 4C’li ve 4B’li sözleşmeli işçileri de eklersek toplam taşeron işçi sayısı 2 milyona yaklaşıyor.
‘Taşeron işçilerin görev tanımı belli değil’
- Taşeron firmada ya da sözleşmeli olarak çalışan bir işçi arkadaşımız 6 bin lira maaş alırken aynı işi yapan kadrolu çalışan 10 bin liranın üzerinde maaş alıyor. Taşeron işçi arkadaşlarımızın görev tanımı belli değil aslında. Bir sürü angaryayla birlikte her işi yapmak zorunda kalıyorlar. Taşeron işçi demek ‘her işi yapan kişi’ demek, sesini çıkarmayacaksın, amir ne derse ‘evet’ diyeceksin. Örneğin Çapa Hastanesinde taşeron temizlik işçisi Zafer Açıkgözlü arkadaşımız… İSKİ’ni yapması gereken işi taşeron temizlik işçisine yaptırdılar ve kanalizasyondan kaptığı enfeksiyon sebebiyle bir süre sonra hayatını kaybetti.
- Bir diğer önemli mesele de güvencesizlik- geleceksizlik anlamına gelen kadrosuz çalışmanın yarattığı psikolojik tahribat. Taşeron işçi bir sabah kalkıp işe gittiğinde bir amirin seni işten atmayacağının hiçbir garantisi yok.
‘Seçime malzeme olmak istemiyoruz’
- Bakan Bilgin’in ‘90 bin taşeron işçisinin kadroya alınacağı’ şeklindeki söylemi samimiyse eğer bu hak seçimlerden önce de verilebilir. Ve 90 bin çok yetersiz çünkü 2 milyona yakın taşeron işçi var. Bizler gerçek bir çözüm istiyoruz. Seçime malzeme olmak istemiyoruz.
- İşçilerin de artık siyaset yapması gerek çünkü bizim haklarımıza geleceğimizin nasıl olacağına siyasiler karar veriyor. Oy veriyoruz bizi temsil etmesi gerekenler patronları temsil ediyor. AKP şirketi artık iflas etmiştir ve artık başka bir döneme giriyoruz. Taşeron işçilere kadro gelecek, bu işin artık başka çaresi yok.
‘Öğretmenlerin önemli bir bölümü taşeron aslında’
- Kamuda-belediyelerde şoförler, yemekhane işçileri, enerji işkolunda çalışan trafo işçileri var, temizlik işçileri, KİT ve BİT’lerde çalışan arkadaşlarımız var. Ama bir de öğretmenler var. Öğretmenlerin de önemli bir bölümü taşeron aslında. Hadi biz ilkokul, ortaokul mezunuyuz onlar üniversite mezunu. Aynı geleceksizlik onlar için de geçerli. O yüzden bu mücadeleyi hep birlikte vermeliyiz. Patron siyasetine ve düzenine karşı biz emekçiler, ezilenler birlikte mücadele vermeli farklılıklarımız olsa bile ortak zeminde yan yana gelebilmeliyiz. Çünkü düşmanımız ortak.