Cemal Bilgin
Çarşamba günü Bursa’da Suriye’den gelen bir aileden sekizi çocuk dokuz kişi yanarak can verdi. Ölmelerine sobadan çıkan yangın ve duman zehirlenmesi neden oldu.
Soruyoruz!
Bu ülkede böyle bir acıyı ve faciayı üstlenecek namuslu bir siyasetçi var mıdır? Tabi ki yok!
Göçmenler bu ülkede dram üstüne dram yaşamaya devam ediyor. İktidarın savaş politikaları ve emperyalistlerin Ortadoğu’daki savaş politikaları sürerken, küresel şirketlerin sattığı silahlarla insanlar savaştan ve savaşın sonucu olan göçlerden dolayı ölmeye devam ediyor.
Milyonlarca insan yerinden yurdundan göç etmek zorunda kalırken, Ortadoğu’nun zenginliklerini sömüren emperyalist ülkeler savaş ateşini diri tumanın peşinde.
Aynı Afrika’da olduğu gibi yıllardır savaşlar, işgaller ve sömürünün egemen olduğu topraklarda katliamlar ve soykırımlar yaşanıyor.
Her zaman olduğu gibi mültecilik, göçmenlik, emek sömürüsü, yoksulluk, geçim derdi ile birlikte denizlerde boğulmak ya da sınırlarda ölmek hep bize düşüyor.
Ortadoğu topraklarında ölümle ve sefaletle yaşamak ne kaderdir ne de fıtrattır!
Allah’ın verdiği canı, iktidarların savaş politikaları, emperyalist ülkelerin silahları ve patronların kâr hırsı alamamalıdır! Buna ne Allah razı olur ne de kul!
Yıllardır bu acılara sebep olanlardan hesabını sormak zorundayız. İnsanlığımızı ve vicdanımızı korumak için, bugün şahit olduklarımızı iki gün sonra unutmamalıyız. Yarın hiçbir şey olmamış gibi hayatımıza devam etmek, savaşların sömürünün devam etmesinden başka bir şeye hizmet etmez.
Artık yeter demeliyiz!
Dönüp dolaşıp yoksulların ölmesine ve sömürülmesine neden olan bu zalim düzene karşı bir çare bulmak zorundayız!
Bu zulüm düzeni son bulmalıdır!