Asgari Ücret Tespit Komisyonu: Vatikan’ın Korporatizm Doktrininin Ürünü!

Mehmet Sadık

Ortada beş patron örgütü temsilcisi, beş işçi örgütü (Türk-İş) temsilcisiyle beş de hükümet temsilcisinin yer aldığı üç uzuvlu bir vücut/masa ya da sehpa var.

Katolik Hıristiyanlığın merkezi Vatikan’ın yani Papalığın işçi/işveren ilişkilerine 19. yüzyılda getirmek istediği kapitalizm lehine düzenlemenin bir ürünü. Baba, Oğul ve Kutsal Ruh (ruhülkudüs) üçlemesi. Katolik Hristiyanlığı’ın Teslis’i bu. Özce şöyle demek istiyor: İşçi/patron ve hükümet ya da devlet aslında aynı vücudun (Tanrı’nın) bir parçası olup birbirleriyle çatışamazlar, çıkarları birdir. Tam anlamıyla sınıf mücadelesini patronlar lehine ve işçiler aleyhine yasaklamanın ideolojisi. Tek vücûd’dan (corpus= korpus) gelen korporatizm adıyla anılan Katolik kilisesi ideolojisi.

Asgari ücret tespit komisyonunun işlevi

Yanlışlıkla açık kalan mikrofondan Türkiye’de asgari ücretin nasıl tespit edildiğinin rezaletini Türk-İş Başkanı ile Çalışma Bakanı arasındaki fısıldaşmaların duyulmasında izlemiştik.

Her zaman olduğu gibi bu Vatikan senaryosu bu sene de yaşanacak. Bundan hiçbir işçinin şüphesi yok. Her şey tamam da insan işçi kesiminin temsilcisi olarak masada boy verenlerin hiç olmazsa göstermelik olarak itirazlarını görmek isterdi. Ama bir bakıma onlar da haklı (!) “Nasıl olsa biz masada azınlıktayız” diyecekler. Ama o zaman da bu Papalık uygulamasını reddedip “biz patronlarla masada kozlarımızı eşit koşullarda paylaşmak istiyoruz, hükümet aradan çekilsin!” desinler.

Mesele sadece asgari ücretin ne kadar olacağı değil, işçinin alım gücünün korunması

Evet bu enflasyon ortamında neyin pazarlığı yapılıyor? Paranın böyle pul olduğu bir ortamda sadece asgari ücretin arttırılması çok bir şey ifade etmez. Elbette asgari ücretin insanca yaşama seviyesine yükseltilmesi bir zorunluluktur, ama bununla aynı anda bütün temel tüketim mallarının fiyatlarının derhal dondurulması talebi de ileri sürülmelidir, yoksa çok kısa bir süre sonunda gene asgari ücret zammı öncesi noktaya geri dönülür. Masadaki işçi temsilcilerinin bağlı oldukları sendikaların üyeleri “yöneticileri”ne bu taleple ilgili baskıyı sürekli yapmalılar. [10.11.22]

* Bu yazı İKEP merkezi bülteni Paydos’un Kasım 2022 tarihli 9. sayısında yayınlanmıştır.

Bu Yazıyı Paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir