Uluslararası Ekokırım Konferansı İzlenimleri

Aslı Kahraman Eren

#Kazmabirak kampanyası ile başladığımız ve uluslararası düzeyde yapmış olduğumuz toplantılara beş gün devam ettik. Son iki günü de uluslararası hukuk süreçlerimizi konuştuk.

İklim Adalet Koalisyonundan arkadaşlarımızın üç farklı dilde çevirilerini yaptıkları konferansların hayatımıza ışık tutmasını temenni ediyoruz.

Ev sahipliğini Kadıköy, Müze Gazhane’nin üstlendiği, İklim Adalet Koalisyonunun düzenlediği, uluslararası aktivist ve hukukçuların da katılımı ile “Uluslararası Ekokırım” konferansını gerçekleştirdik. Teknik, pratik, teorik ve mali katkı sunan, farklı ülke ve şehirlerden gelip katılım sağlayan, doğanın ve emeğin çocuklarına teşekkür ederiz.

“BİLIMDEN TEORİYİ SAHALARDAN MÜCADELEYİ ÖĞRENİYORUZ”

Amaçlanan sadece ülke içinde kalmak değildi. Ekokırımın suç olarak ilan edilmesi için, uluslararası aktivist ve hukukçular bir araya geldi. Cop 27’ye giderken var olan sistemin içinde hukuksal bir süreç oluşturmalı ve önlemler alınmalı idi.

Yasa dışı ya da keyfi işlenen kavramları sorguladık. İnsan ve doğaya karşı açılan savaşların durdurulup, Barış sürecine geçilip, ülkelerin iç hukukunda ekokırım anayasasına yer verilip, bu husustaki ceza yaptırımlarının da olmasının önemini vurguladık.

Farklı ülkelerden gelen aktivist ve akademisyenlerin sunumlarını izledik.

Türkiye’nin birçok farklı şehirlerinden gelip, konferansa katılım sağlayan, aktivist dostlarımızla birlikte yaşam alanlarımızdaki ekokırımı ve bu sebepten meydana gelen ortak sorunlarımızı dile getirdik. Kapitalist sistemin dünyanın birçok ülkesinde aynı işlevde devam ettiğini gördük. Doğayı ve insanı sömüren sisteme karşı dünya ülkeleri aynı çemberin etrafında birleşip, karşılıklı öneriler ve çözümler üretmeye çalıştık.

Yaptığımız analizlerin eşiğinden bir adım atmak ve ışığı görmek için neler yapabilir idik?

İki masa oluşturduk; Türkiye ve Uluslararası

Önerilerimizi birbirimize aktarırken duygusal anlar yaşadık, zira her iki masanın beş önerisinden dördü aynı idi…

“Hava, Su, Toprak, Emek, Doğa, Canlılar”

“Yaşadığımız gezegende tüm canlılarla birlikte hepimiz yaşam hakkımızı kaybediyoruz.”

Erzincan İliç’te Fırat Nehrine boşaltılan 80 ton siyanürle birlikte, geçmişte yaşadığımız ve hâlâ kalıntıları devam eden, Karadeniz Çernobil vakasını hatırladık…

Ülkenin dört bir tarafında hes, jes, bes adı altında kurulan enerji santrallerinin, taş ve mermer ocakları çalışmalarında patlatılan dinamitlerin, kimyasal maddelerle birlikte kanser oranlarının artışını, doğa ve canlıların imha edilişini, mücadele verdiğimiz alanlarda birebir yaşadığımız zorlukları dile getirdik.

Doğu’da ekokırım mücadelesi veren dostlarımız, ek olarak şunları ilave ettiler “doğamızı, toprağımızı korumak için mücadele ediyoruz fakat güvenlik güçleri tarafından yayla yollarımızın kapatılıp, topraklarımıza alınmadığımız bir sürecin de içindeyiz” dendi.

Soykırım ve savaşlar gibi insanlık suçunun ekokırımı da beraberinde getirdiğini vurguladık.

Uluslararası Konferansta 75 bileşenimizin olduğu “Ekoloji Birliği” Yönetim Kurulu adına yapmış olduğum konuşmada, ülkenin ekokırım problemini dile getirmeye çalıştım. Ekokırıma karşı birlikte mücadele ettiğimiz, Edirne’den Kars’a, dernek ve platform bileşenlerimizin katılımı ile İstanbul’da bir araya gelebilmemizin onurunu da yaşadık!

“Yenilenebilir enerji adı altında ekosistem tahrip ediliyor.”

EKOKIRIM

Vadiler kuruduğunda, susuz kalan ceylanlar dağdan caddeye ağlayarak indiğinde, doğayı katlederek açılan taşocaklarının kalıntıları altında arılar, balıklar öldüğünde, ormanda yaşayan yaban hayatı yaşam alanlarını kaybettiğinde, geçimini topraktan sağlayan emekçi halkın ürünleri imha edildiğinde, oksijen deposu dediğimiz dağlarda, dinamitlerin patlaması sonucu insanlar nefessiz kaldığında… Ekokırım her boyutu ile hayatımızda yerini aldı! 

Doğa hakları Bolivya yasasında kabul edildi. Ekokırım uluslararası mahkemelerde suç olarak sayılması, suç işlenen ülkeler adına faydası olacaktır.

Uluslararası katılım sağlayan, aktivist ve akademisyenlerle birlikte geçirdiğimiz yedi günün eğitim ve farkındalık düzeyini anlatabilecek bir kitap çalışması önerisini dile getirmek istiyorum.

Birbirimize aktardıklarımız ve kazanımlarımızın çok değerli olduğunu düşünüyor ve hepsini sevgi ile kucaklıyorum.

Ekokırım suçtur!

Doğa ile savaşma, Barış!

İklimi değil, sistemi değiştir!

[06.11.22]

* Bu yazı İKEP merkezi bülteni Paydos’un Kasım 2022 tarihli 9. sayısında yayınlanmıştır.

Bu Yazıyı Paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir