İşçinin Kendi Partisi İstanbul örgütü olarak Pazar günü (11.12.22) Beyazıt Meydanı’nda savaşa, sömürüye ve güvencesiz çalıştırılmaya karşı basın açıklamamızı yaptık.
EMPERYALİSTLER ORTADOĞU’DAN VE AVRASYA’DAN KİRLİ ELLERİNİZİ ÇEKİN! başlıklı basın açıklamamızı İstanbul il başkanımız Abdulkadir Bal okudu. Yaptığımız eylemde, Genel Başkanımız Cemal Bilgin bir konuşma yaparak savaşlardan bizlere düşen payın ne olduğunu anlattı ve şöyle seslendi:
“Savaş düzenini değiştireceğiz. Bizi iyi tanıyın. Biz İşçinin Kendi Partisiyiz. Biz İşçinin, emekçinin, yoksulun, garibanın, garip gurebanın, amelelerin partisiyiz. Az olabiliriz ama inançlıyız, cesaretliyiz. Bizim payımıza düşen bu gecekondular değil!”
İKEP Genel Başkan Yardımcısı Şadi Ozansü, “Sadece bizim ülkemizde değil, dünyanın dört bir tarafında, bugün silah konuşuluyor, silahlanma yarışı yapılıyor” diyerek başladığı konuşmasında “Aslında olan bir Rusya Ukrayna savaşı değil. Tüm bir emperyalist sistemin Rusya’dan Çin”e kadar uzanacak olan bir bölgeyle savaşına dönüşmüş durumda” dedi.
Parti üyemiz Aslı K. Eren de eylemde savaşlar ile sadece insan değil doğanın da kırımının yaşandığını vurgulayan bir konuşma yaptı.
Eylemimizde söz alan İzzet Kuvanlıklı da savaş ve yaşanan yoksullaşma arasındaki bağa değinirken, barınamayan öğrencilerin aslında geçinemeyen ebeveynlerin, geçinemeyen emeklilerin çocukları olduğunu vurguladı.
İstanbul Tophane’de yoksullar için bir aşevi çalışması ile yoksulların, kimsesizlerin yardımına koşan, parti dostumuz Türkan Uruk Ortadoğu ülkelerinin silah şirketlerine ne kadar büyük paralar aktardığını vurgulayarak meydandan, “Biz bugün sözümüzü barışa adıyoruz. Adalet, barış, savaşsız, silahsız ve adil bir dünya sistemi istiyoruz” diye seslendi.
Basın açıklamamıza Emek ve Adalet Platformu’ndan arkadaşlar “SINIFLAR ARASI BARIŞA / HALKLAR ARASI SAVAŞA / HAYIR” yazan pankartlarıyla katıldılar. Platform adına Hüseyin Arif Sarıyaşar kısa bir konuşma yaptı.
İçerisinde yer aldığımız Uluslararası İşçi Komitesi IWC’nin geçtiğimiz ay Paris’te gerçekleştirdiği konferansta alınan karar doğrultusunda, savaşa, sömürüye ve güvencesiz çalışmaya karşı aynı hafta sonu gerçekleştirilen eylemlerle tüm dünyada sürdürülen savaşlara ve bunlardan tüm dünyada işçi sınıfına daha fazla sömürü ve daha fazla yoksulluk ile düşen paya karşı 10’larca ülkeden yoldaşlarımız birlikte sesini yükseltti.
Basın açıklamamızı paylaşıyoruz:
EMPERYALİSTLER ORTADOĞU’DAN VE AVRASYA’DAN KİRLİ ELLERİNİZİ ÇEKİN!
Yüz yıldan fazla zamandır bütün yeraltı ve yerüstü zenginliklerine el koyduğunuz, talan ettiğiniz, azgınca sömürdüğünüz Ortadoğu’da savaşı kışkırtıyorsunuz. İlk zamanlar bu sömürüyü gerçekleştirmek için tankınızı, topunuzu, tüfeğinizi, savaş uçaklarınızı, gemilerinizi ve bombalarınızı kullanıyordunuz. Şimdi bunları gene kullanıyorsunuz, ama artık daha fazlasına ihtiyacınız var, çünkü bunlar yetmiyor. Artık bölge halklarını birbirlerine kırdırmak zorunda kalıyorsunuz. Bölge devletlerine çok pahalı silahlar satıyorsunuz. Bu savaşlarda koçbaşı olarak siyonist İsrail devletini kullanıyorsunuz. O devletle iş birliği içindeki sözde Müslüman ülkelerin devletlerini kullanıyorsunuz. Asya’dan, Afrika’dan paralı askerler getiriyorsunuz. Bunları besleyip Filistin halkıyla Kürt halkının ve bütün diğer mazlum halkların üzerine salıyorsunuz. Ama bu da yetmiyor, sadece bu halkları değil, onların yaşadıkları devletleri de birbirlerine karşı kışkırtıyorsunuz. Bu devletler de Ortadoğu pastasından nemalanmak istediklerinden sürekli silahlanıyorlar.
Suriye savaşı bizim savaşımız değil. Bundan 8-9 sene önce ABD ile anlaşıp on beş gün içinde Şam’da Emevi Camisinde cuma namazı kılacağımıza kanaat getirdiğimizden bu yana ülkemiz milyonlarca yoksul göçmenle doldu. Patronlarımız bu işten memnun çünkü bu insanları ucuz işgücü olarak istihdam ediyorlar. Yani sömürü üstü sömürü. Emperyalist silah şirketlerinin savaş taciri patronları Patriotları, S 400’leri bize satarak kazanıyorlar. Biz de hükümetlerimizin üzerimize yıktıkları sürekli artan vergilerle onları zengin ediyoruz. Öte yandan demin ifade ettiğimiz gibi bizim patronlarımız da göçmenlerin ucuz emeğini kullanarak zenginleşiyorlar. Yani savaş hep patronlara yarıyor, bize ise vergi olarak geri dönerek maaşlarımızın yarıdan fazlasını yutuyor. Enflasyona yani hayat pahalılığına sebep oluyor. Ne kadar savaş o kadar fakirleşme, ne kadar savaş o kadar işsizlik, ne kadar savaş o kadar işten çıkartılma, taşeronlaştırma. Ne kadar savaş o kadar perişan halde göçmen, ne kadar savaş o kadar sendikasızlaştırma, o kadar grev yasağı, ne kadar savaş o kadar asgari ücret arttırılmasının enflasyon karşısında ezilmesi. Demek ki aslında savaşa son vermenin yolu sömürüye son vermekten geçiyor. Bu iki kötülük birbirlerini besliyor. Savaş varsa sömürü var. Sömürü devam ettikçe savaş da devam edecek. Yani savaşa son vermek için sömürüye son vermek zorundayız. Sömürüye son vermek için acil ihtiyacımız bir İşçi-Emekçi Hükümeti. Ama böyle bir işçi hükümeti için de bütün dünyada ve tabii bölgemizde örgütlenmiş bir büyük işçi partisine ihtiyacımız var.
İşte Uluslararası İşçi Komitesinin (IWC) bir bileşeni olan partimiz İKEP bunun için mücadele ediyor. Bu mücadele yolunda bir kez daha bölgemizdeki bütün devletlerin kendi toprakları dışında gerçekleştirdikleri bütün askeri müdahalelere hayır derken, aynı zamanda Rusya’nın Ukrayna’dan çekilmesini ve emperyalizmin savaş örgütü NATO’nun dağıtılmasını savunuyoruz.
YAŞASIN İŞÇİLERİN BİRLİĞİ, HALKLARIN KARDEŞLİĞİ!
İŞÇİ SINIFININ DÜNYA PARTİSİ İÇİN İLERİ!



