Çocuk İstismarı Önlenebilir!

Zeynep Akılotu

Dünya Sağlık Örgütü, çocuğun sağlığını, fiziksel ve psikososyal gelişimini olumsuz etkileyen, bir yetişkin, toplum ya da devlet tarafından bilerek ya da bilmeyerek uygulanan tüm davranışları çocuğa kötü muamele olarak tanımlar. Suçlu her zaman kişiler ya da çocuğu koruyamayan anne baba değildir. Yasal düzenlemelerde ve sosyal destekte yetersiz kalan devlet de suçludur.

Türkiye’de çocukların cinsel istismarına yönelik suç sayıları her sene yükselişte. Adalet Bakanlığı’nın 2019 yılında yayımladığı adli istatistiklere göre cinsel dokunulmazlığa karşı suç kapsamında 49 bin 57 dava açıldı. Açılan davaların 22 bin 689’unu çocuk istismarı suçu oluşturdu. Cinsel suçların neredeyse yarısı çocuklara karşı işlenmekteyken Türkiye’de Adalet Bakanlığı çocuk istismarına yönelik verileri artık paylaşmıyor. 

Türkiye İstatistik Kurumu’nun Doğum İstatistik verilerine göre 2021 yılında 7 bin 190 çocuk doğum yaptı.

Çocuk istismarında önleme, tedavi etmekten önce gelmelidir. Lise ve ortaokul öğrencilerinin nişanlanması yeniden yasaklanmalıdır. MEB, dini eğitim veren yurt ve pansiyonları denetlemelidir. Resmî nikah kıyılmadan dini nikah kıyan imam ve çiftlere ceza verilmelidir. Çocuk istismarında somut delil aranmamalıdır.

Okul ve belediye bazında tüm çocuklara yönelik koruma programları gerçekleştirilmelidir. Yapılan koruma programlarının akabinde yüksek risk grupları belirlenmeli ve bu ailelere etiketleme yapılmadan gerekli ek hizmetler sunulmalıdır.

Okullardaki Psikolojik Danışman sayısının arttırılması, her okula norm gözetmeden Psikolojik Danışman atanması elzemdir. Çocuk istismarlarını en çok açığa çıkaran meslek grubu psikolojik danışmanlardır. Ruh sağlığı hizmetlerine erişim devlet tarafından yaşamın ilk anlarından itibaren erişilebilir kılınmalıdır.

Okul, çocuğu istismar ve ihmalden koruyucudur. Çocuğun okula devam etmesi önleyici çalışmaların başında gelirken Türkiye’de 2012 yılında 4+4+4 eğitim sistemine geçişle ilk dört yıldan sonra çocukların okuldan alınmasının önü açılmıştır. Örgün eğitim fiili olarak zorunda olmaktan çıkarılmıştır. 

Anne babanın kısıtlı bir sosyal çevre içinde bulunmaları çocuğa yönelik şiddeti arttırmaktadır. Şehirleşme, artan yoksulluk, göç bugün sosyal desteği azaltmıştır. Her mahalleye açılacak olan ücretsiz kreşlerle, hemşirelerin ev ziyaretleriyle çocuk istismarı açısından risk oluşturan koşullar azaltılmalıdır.

Çocuk istismarı ve ihmali önlenebilir. Devlet, alternatif çocuk bakım ağını ve yardımlaşmayı, gebelik izlemi uygulamalarıyla ebeveyne hamilelikten itibaren kendisi sağlamalıdır. Sosyal destek sistemi, ebeveynin problemlerle tek başına uğraşmamasını sağlayarak ve düzenli eğitimlerle başa çıkma becerilerini artırarak başta fiziksel cezalar olmak üzere istismar ve ihmal oranını düşürecektir.

* Bu yazı İKEP merkezi bülteni Paydos’un Aralık 2022 tarihli 10. sayısında yayınlanmıştır.

Bu Yazıyı Paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir