Temel ihtiyaç maddelerinin fiyatları dondurulmadıkça ve memleketin bütün borcu asgari ücretlinin sırtına vergi olarak bindirilmeye devam edildikçe, işçi sınıfına ve yoksul halka selamet yok!
Ülkenin bütün işçi örgütleri ve çalışanları hep birlikte Genel Greve! Çağrımız başta Türk-İş olmak üzere DİSK’e Hak-İş’e ve bütün kamu emekçilerinin örgütlerine!
Bu enflasyon yani hayat pahalılığı sürdüğü müddetçe asgari ücrete iktidar ve patronların kendi aralarında anlaşarak yaptıkları zammın etkisi çok kısa süreli olacaktır. Kimse kimseyi kandırmasın: Artık Avrupa’dan ülkeye daha ucuz olduğu için avro ile alışveriş yapmaya gelenler bile Türkiye’nin bir süre öncesine göre çok pahalı olduğunu görerek şöyle diyorlar: “Avrupa’da bile bazı malların fiyatı Türkiye’ye göre daha ucuz”. Üstelik bunu söyleyenler orada maaşlarını avro ile alanlar! Vaziyetimize bakın!
Bu şu demek: Bu hayat pahalılığı sürdükçe asgari ücrete yapılan zamlar geçen sefer olduğu gibi daha zamlı maaş ödemeleri yapılmadan etkisini yitirmiş olacak. Öte yandan Türk-İş Genel Sekreteri ve Türk Metal Sendikası Başkanı Pevrul Kavlak müzakereler öncesinde şöyle demişti: “İşçinin maaşının yüzde 54’ü vergiye gidiyor. İşverenin karının ne kadarından vergi kesiliyor?” Tabii aslında temel tüketim maddelerinden alınan vergileri de hesapladığınızda işçinin vergi oranı çok daha yüksek. Dolayısıyla burada da adalet sağlanması bir zorunluluk. Yoksul halktan bu vergilerin alınmaya devam edilmesi tam bir felaket. Aslında ülkenin batması demek. Bunu ancak örgütlü işçi sınıfı engelleyebilir.
Ülke nüfusunun en fazla 10 milyon kadarı rahat şartlarda yaşıyor, gerisi perişan. Dolayısıyla başta Türk-İş olmak üzere DİSK ve Hak-İş dahil bütün işçi konfederasyonları ve kamu emekçileri örgütleri hem kendi üyelerinin haklarını korumak hem de memleket nüfusunun ezici çoğunluğunu bu felaketten kurtarmak için yukarıda sıraladığımız iki düzenleme adına Genel Grev çağrısı yapmalıdırlar.
İŞÇİNİN KENDİ PARTİSİ
