Zeki Kılıçaslan
Bu yazıda geleneksel sendikal hareketin ciddi bir tıkanıklık içinde olduğu 1980’li yıllarda yeni sanayileşen güney ülkelerinde ortaya çıkan fakat daha sonra farklı özellikler kazanarak Amerika ve Kanada gibi kuzey ülkelerde örnekleri görülen Sosyal Sendikacılık ya da Toplumsal (Sosyal) Hareket Sendikacılığı olarak adlandırılan sendikal mücadele yaklaşımı ele alınacaktır.

Toplumsal hareket sendikacılığının temel yaklaşımları
Toplumsal Hareket Sendikacılığı (THS) iş yeri ve üye işçiler sınırlı olmayıp genel sosyal adalet hedefleri doğrultusunda; işçiler, işsizler, emekliler, engelliler ve yoksul halk kesimlerini esas alan diğer toplumsal mücadele süreçleri ve örgütlenmeleri ile ilişkilenen ve dayanışma gösteren niteliği ile sendikal hareketin “yeniden canlandırılması” arayışlarının bir görünümü olarak ele alınmaktadır.
THS’nin özellikleri kısaca şöyle özetlenebilir:
- Ekonomi, siyaset, sosyal haklar, kültür ve toplumsal cinsiyet alanlarında demokratik ve çoğulcu bir temelde değişimi hedefleyen mücadele alanlarında çalışmak.
- Kadın, çevre, insan hakları ve barış hareketi gibi demokratik hareketlerle eşitlik temelinde bağlantı ve ortaklıklar geliştirmek, ırk ve kimlik ayrımcılığına karşı mücadele etmek.
- Siyasi partilerle onlarının egemenliği altına girmeden ilişkilenmek.
- Bürokratik ve merkeziyetçi anlayışlara karşı sendika ve diğer örgütlenmelerde demokratik çoğulcu yönetim ve katılım biçimlerini hayata geçirmek, mümkün olduğu ölçüde amatör yöneticiliği esas almak.
- İdeolojik ve dar anlamıyla siyasal kimliğe bakmadan bütün işçi ve demokratik güçlerle uluslararası dayanışmayı esas almak.
Güney Afrika, Filipinler, Brezilya ve G. Kore Örnekleri
Toplumsal hareket Sendikacılığı (THS) otoriter rejimler tarafından idare edilen, ayrımcı politikalar uygulayan, neo-liberal kapitalist politikaların yol açtığı, taşeron ve güvencesiz çalışma, işsizlik ve yoksulluğun hüküm sürdüğü G. Afrika, Brezilya, Filipinler ve Güney Kore gibi ülkelerde ortaya çıkmıştır.
THS için en dikkat çekici örnek Güney Afrika’da 1985’de siyahi işçiler tarafından kurulan ve ırkçı rejimine karşı mücadelede yer alan sendikaların bir araya gelerek oluşturdukları Güney Afrika Sendikalar Kongresi’dir (COSATU).
Filipinler’de 1 Mayıs 1980’de kurulan Kilusang Mayo Uno (KMU) (1 Mayıs Hareketi) Marcos rejimine ve Amerikan emperyalizmine karşı ulusal demokratik mücadelede öne çıkan bir THS örneğidir.
Brezilya’da 1983’de kurulan Birleşik İşçiler Merkezi (CUT), ise daha sonra kurulmasında öncülük ettiği İşçi Partisi (PT) ve Topraksız İşçiler Hareketi (MST) ile ortak mücadele içinde askeri diktatörlüğe karşı mücadelede önemli bir rol oynamış, askeri diktatörlük sonrası toplumsal değişimde önemli rol alarak 2000 yıllardaki PT iktidarlarının en önemli toplumsal tabanını oluşturmuştur.
Güney Kore’de 1987 yılında toplumsal haklar, sosyal dayanışma ve anti emperyalizm temelinde yükselen öğrenci eylemleri ve tekstil sektöründe artan grevler sonucu ortaya çıkan Ulusal Sendikalar Konseyi (NCTU) ve ardından 1995 kurulan Kore Sendikalar Konfederasyonu (KCTU) da önemli THS örneklerindendir.
Batı ülkelerindeki örnekler
Amerika’da 1990’lı yıllarda işçi hareketinde bir dönüm noktası olan kapıcı ve temizlik görevlilerinin sendikal haklara sahip olmak için başarıyla yürüttüğü kampanya sonucu Hizmet Çalışanları Uluslararası Sendikası’nın (SEIU) oluşmuş ve 2000 yılında 1.3 milyon üye sayısına ulaşarak en büyük sendika haline gelmiştir. AFL -CIO Sendika Yaz Okulu (Union Summer) gibi programlarda üniversite kampüslerinde sendikacılık ve emek hareketinin gündem maddesi olması sağlanmış ve genç aktivistler ve sendikacılar kazanılmıştır ayrıca birçok yerleşim yerlerinde İşçi Merkezleri (Workers Center) kurulmuş ve özellikle göçmen işçilerin sorunları ve örgütlenmelerine ağırlık verilmiştir
Kanada Kamu Çalışanları Sendikası (Canadian Union of Public Employees-CUPE) eğitim, sağlık, konut, vergilendirme, çevre, toplumsal refah, gelir dağlımı, demokrasi gibi gündemlerle ve özelleştirme karşıtı kampanyalarıyla sadece üyelerinin değil, tüm Kanadalıların yaşam kalitesini arttırmayı öncelikli hedefleri arasında saymaktadır. Kanada Emek Kongresi (Canadian Labour Congress-CLC) de pragmatik sendikacılıktan farklı olarak eşitlik, demokrasi, toplumsal dönüşüm, temel insan hakları, adil bir ücret gibi politikaları gündemine almaya başlamıştır.
İtalya’da 1986 yılında eğitim sisteminin özelleştirilmesine karşı kurulan Taban Komitesi (Confederazione del Comitati di Base-COBAS) günümüzde kadınlar, gençler, emekliler, göçmenler ve güvencesiz çalışanlar da dâhil olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi, eşitlik, dayanışma, özgürlük ve sınıf mücadelesi gibi unsurları temel ilkeleri arasında saymaktadır.
Fransa’da CGT bünyesinde kurulan İşsiz Komiteleri ile Evsizler ve Güvencesizler Hareketi (Mouvement National des Chomeurs et Precaires-MNCP), Evsizler Komitesi (Comit Des Sans-Logis CDSL) THS örneklerindendir.
Değerlendirme
THS tarihsel olarak ekonomik sendikacılık, politik sendikacılık, işletme sendikacılığı gibi sendikacılık anlayışlarına alternatif bir sendikacılığı önermektedir.
THS, güney ülkelerinde otoriter yönetimlere karşı mücadelede devlet güdümlü sendikalara alternatif yeni sendikalar yoluyla ortaya çıkarken, kuzey ülkelerinde geleneksel sendikalarının yeni mücadelelere biçimlerine yönelmesi olarak ön plana çıkmaktadır.
THS Güney Afrika ve Latin Amerika ülkelerinde otoriter yönetimlere karşı siyasal demokrasi mücadelesi dönemlerinde devrimci ve sistem karşıtı bir karaktere sahipken, siyasal ortamın değişmesi ile bu özelliklerini yitirme eğilimine girmişlerdir. ABD’de ve diğer kuzey ülkelerinde ise THS daha çok sistem içinde “toplumsal adalet sendikacılığı” anlamına gelmektedir
THS sendikal hareketin tıkanmışlığının aşılması açısında bütünüyle sihirli bir formül sunamasa da belirli ölçüde bir canlanma, değişim ve başarı kazanmıştır. Sendikal mücadelenin “hareket” özelliğinin artması anlamlı olumlu etkiler gösterse de geleneksel sendikaların işyeri, iş kolundaki “kurumsal temsil” yeteneğinin doğru kullanıldığında çok etkili olabilen siyasal etkisi gözden kaçırılmamalıdır.
* Bu yazı İKEP merkezi bülteni Paydos’un Ocak 2023 tarihli 11. sayısında yayınlanmıştır.