SEÇİMLERDE VE SONRASINDA İŞÇİ İTTİFAKI İÇİN İLERİ!

“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi seçimle de olsa son bulursa bunun arkasında ciddi bir kitle hareketi ve seferberliği olacaktır. Zaten o seferberlik olmazsa Cumhur İttifakının kaybetmesi söz konusu bile edilemez. Böyle bir kitle hareketinin çok daha zayıfı arkasında olduğu halde AKP/MHP hükümeti bilindiği gibi AYM dahil hiçbir kurumun kararını dikkate almadığı gibi çoğunu da yukarıdan yönlendirmiştir.”

“Dünyanın en anti-demokratik seçim sistemlerinden birinden istense de ne demokratik ve ne de egemen bir meclis çıkabilir. Her koşul altında bu parlamentonun mümkün olan en kısa sürede feshedilmesi ve yeni bir demokratik seçime gidilmesi ana yöneliş olmalıdır.”

“Genel Başkanımız Cemal Bilgin’i genel olarak sosyalistlerce “afaroz” edilmiş bir ilden, Yozgat’tan, YSP’nin aday listesinden milletvekili adayı gösterdik. Amacımız içine girdiğimiz dönemde İşçi İttifakı ile Mazlumların İttifakını birleştirmeye çalışmak ve her türlü gelişmeye hazırlıklı olmaktır.”

İKEP Genel Başkanı Cemal Bilgin 14 Nisan seçimlerinde Yeşil Sol Parti listesinden Yozgat 1. sıra adayı

Ülke muazzam bir ekonomik ve siyasi kriz içinde. Enflasyonist politikaların bilinçli ürünü olan hayat pahalılığı toplumun çoğunluğunu oluşturan yoksullar için tahammül edilemez bir hal aldı. Bunun sorumlusu her ne kadar yıllar öncesinden gelen bütün büyük patron hükümetlerinin politikalarıysa da özellikle güçlendirilmiş bir Kenan Evren rejimi haline getirilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle iş iyice çığrından çıktı. Mevcut iktidar partilerinin seçmenlerinin bile başlangıçta kuşkuyla baktıkları bu sistem suni olarak yaratılan “kutuplaştırma” ortamında topluma zoraki dayatıldı. Bu durum ülkeyi hızla bir kaos ortamına doğru sürüklüyor.

Kardeş kavgasını engellemek için İŞÇİ İTTİFAKI

İşçi sınıfımızın ve mazlum halkımızın bir kardeş kavgasına doğru itilmekte olduğunu izlemekteyiz. Ama bu duruma seyirci kalınamaz. Bunu engelleyecek tek yol İşçilerin ve Ezilenlerin Birliği’nin sağlanmasıdır. Bütün oyunlar ancak onların birleşmesiyle bozulabilir.

Birbirlerinden farklı siyasi görüşlere sahip işçi örgütleri kardeş kavgasını önlemek amacıyla biraraya geldiklerinde bu felaketi durdurabilirler. İşte bu birleşik emek ya da işçi cephesini ete kemiğe büründürecek zemin İŞÇİ İTTİFAKI’dır.

İŞÇİ İTTİFAKI başta sendikal konfederasyonlar olmak üzere bütün sendikal yapılara birlik çağrısında bulunur. Bu çağrının yakın hedefi önümüzdeki seçimlerin ve hemen sonrasının darbeye uğramadan atlatılması içindir. İşçi sendikaları ve örgütleri seçimler öncesinde, esnasında ve sonrasında bir kargaşayı ve olası provokasyonları engellemek için koordineli faaliyette bulunmalıdırlar. Böyle bir çağrıyı önce herkes kardeş örgütlerinden beklemeksizin kendisi yapmalıdır.

İŞÇİ İTTİFAKI seçimlerde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin kaldırılması için oy kullanılması çağrısında bulunur ve buna karşı olan üyelerini sözlü ve yazılı olarak dostça ikna etmeye çalışır.

Öte yandan bu İTTİFAK sadece işçi sendikalarıyla diğer siyasi işçi örgütlerinin biraraya gelmesinden ibaret olamaz. Sendikasız işçileri de işsizleri de kucaklamayı hedefler. Kadın ve erkek genç işçiler İŞÇİ İTTİFAKI’nın üniversiteli ve liseli gençlerle birlikte en mücadeleci damarını meydana getirirler.

İŞÇİ İTTİFAKI Komiteleri!

Tüm işçi kesimlerinin temsilinin güvence altına alınabilmesinin bir yolu olarak varolan yapıların işbirliği temelinde yürüyecek işçi mücadelesinin en sağlam zeminini oluşturan işyerleri üzerinde yükselecek bir İŞÇİ İTTİFAKI ÜLKE KOMİTESİ, Bölgesel Komiteler ve Yerel Komiteler örgütlenmiş olur. Bir başka ifadeyle tüm emekçiler tarafından seçilmiş işyeri komitelerinin yaratılması gerçekleşir.

Bu İŞÇİ İTTİFAKI Komitelerinin mücadeleye kazandıracağı ivme, onların kitleler nezdindeki itibarını arttıracak ve kırsal kesimdeki emekçilerin de kendi aralarında mazlum halkın KÖYLÜ KOMİTELERİ’nde örgütlenmesine imkan verecektir.

KİTLESEL TEMSİL’e dayalı komiteler için!

İŞÇİ İTTİFAKI örgütleri arasındaki anlaşmanın seçimler öncesinden başlayarak mücadeleci bir karakter kazanabilmesi için önce kitlesel temsile dayalı mücadele komitelerinin (şura, konsey, meclis çekirdekleri) ve sonra da farklı örgüt ve partiler tarafından örgütlenmiş olsalar bile her zaman eylemde birleşen İŞÇİ GÜVENLİK Komitelerinin (grev gözcülerinden başlayarak) yaratılmasına yönelmiş olmaları gerekir. Aksi takdirde SADAT ve onun binbir türü paramiliter yapılanmalara karşı durmak mümkün olmaz. Sorun sadece seçimlerde sandıkların korunması değil, seçim öncesi, esnası ve sonrasındaki dönemde işçi ve demokratik örgütlerin birlikte savunulmasıdır. Bu önlemleri bir İŞÇİ İTTİFAK’ının dışında hiçbir güç alamaz.

İşçi İttifakı komiteleri mazlum halkın köylü komiteleriyle çok sıkı bir bağlantı içinde olmalıdır. Bunlar mevcut totaliter ve olası bir “faşist”rejime karşı ezilenlerin ortak savunma organları olarak oluşacak ve mücadele içinde kitlelerin iktidar organları haline dönüşebileceklerdir.

Seçimlerden çıkacak parlamentodan ne beklenir?

Zaten dünyanın en anti-demokratik seçim sistemlerinden birinden istense de ne demokratik ve ne de egemen bir meclis çıkabilir. Her koşul altında bu parlamentonun mümkün olan en kısa sürede feshedilmesi ve yeni bir demokratik seçime gidilmesi ana yöneliş olmalıdır. Anayasal olarak bunun mümkün olmadığı algısı mevcut anti-demokratik kurumsal yapıya teslim olmak anlamına gelir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi seçimle de olsa son bulursa bunun arkasında ciddi bir kitle hareketi ve seferberliği olacaktır. Zaten o seferberlik olmazsa Cumhur İttifakının kaybetmesi söz konusu bile edilemez. Böyle bir kitle hareketinin çok daha zayıfı arkasında olduğu halde AKP/MHP hükümeti bilindiği gibi AYM dahil hiçbir kurumun kararını dikkate almadığı gibi çoğunu da yukarıdan yönlendirmiştir.

İşçi ve demokratik kamuoyu çoğunluğu oluşturacak muhalefete “değiştirme” baskısını sonuna kadar yapmalıdır. İŞÇİ İTTİFAKI’nın başını çekeceği böyle bir kitle seferberliği Güçlendirilmiş Kenan Evren rejimi ve kurumlarını yerle yeksan edecektir. Yani içinde İŞÇİ İTTİFAKI’nın olmadığı 2013 Gezi Hareketinin yapamadığını yapacaktır.

Bu noktada seçilmiş olanların bu iktidarsız meclisteki belagatlerinin hiçbir önemi yoktur. Seçilecek olanların görevi çok kısa bir zamanda bir demokratik seçimi gündeme getirmek için mücadele etmektir. Siyasi cesaret o mecliste 4-5 yıl koltuk tutmak değil, o meclisin yerini hakiki bir meclise bırakmasını sağlamaya çalışmaktır.

Hiçbir barajın olmadığı, kurulu bütün partilerin diledikleri biçimler altında katıldıkları, her türlü propaganda imkanının herkese eşit olarak sunulduğu, eksiksiz nispi temsil temelinde yerellerden seçilmiş ve iki yılda bir yenilenen seçimlerle vekalet almış, ortalama işçi ücretinin üzerinde maaş almayan, gerektiğinde kendini seçenler tarafından azledilebilecek, 18 yaşını doldurmuş kadın ve erkeklerden müteşekkil ve 16 yaşına basmış herkesin oyuyla oluşturulacak, tutuklu ya da hükümlü bütün parti genel başkanı, eş genel başkanı, milletvekili, belediye başkanı ve yöneticisinin özgürce aday olup katılabileceği bir egemen meclis seçiminde, mevcut iktidar partilerinin silineceğini hesaplamak için kahin olmaya gerek yoktur.

İşte bu gerekçelere bağlı olarak önümüzdeki seçimlerde tutum almamayı bir erdem gibi gösterip, bütün toplumun ezilen kesimlerinin can havliyle dikkat kesildikleri bir siyasi gelişmeye “bakın bizim ellerimiz temiz kaldı” diyerek burun kıvırmanın gayriciddi bir politika ya da “politikasızlık” olduğunu düşündüğümüz için Genel Başkanımız Cemal Bilgin’i genel olarak sosyalistlerce “afaroz” edilmiş bir ilden, Yozgat’tan, YSP’nin aday listesinden milletvekili adayı gösterdik. Amacımız içine girdiğimiz dönemde İşçi İttifakı ile Mazlumların İttifakını birleştirmeye çalışmak ve her türlü gelişmeye hazırlıklı olmaktır.

İşçi sınıfımızın tarihsel ilkeleri ışığında en acil sorunlar etrafında örgütlenen birleşik ve çoğulcu bir işçi sınıfı cephesini oluşturmak, bu yolda doğru adımları atabilecek bir İŞÇİ İTTİFAKI’nı hep birlikte kurmak için ileri!

İŞÇİNİN KENDİ PARTİSİ

Bu Yazıyı Paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir