![](https://iscininkendipartisi.org/wp/wp-content/uploads/2023/04/340522748_948858762964439_2141029587632992266_n.jpg)
İKEP Genel Başkanı Cemal Bilgin Emek ve Özgürlük İttifakı’nı oluşturan partilerin seçime birlikte girdikleri Yeşil Sol Parti listesinden Yozgat 1. sıradan milletvekili adayı oldu. Seçilme olasılığından bağımsız olarak, Cemal Bilgin, belki de yaşam öyküsü ve siyasallaşma süreci açısından bu seçimlerin en dikkat çekici adaylarından biri durumundadır.
Cemal Bilgin Yozgat/Sarıkaya/İvedi köyünde doğdu. Geçim derdi ile göç etikleri İstanbul’da ailesi ile birlikte yerleştikleri Sultangazi ilçesinde yaşam mücadelesine başladı. İki sene hastabakıcı olarak çalıştıktan sonra 2000-2004 yılları arasında düzensiz göçmen olarak Hollanda’da kayıt dışı koşullarda değişik iş kollarında işçi olarak çalıştı. 2004 sonunda ülkesine dönen Cemal Bilgin 2006 yılında tekrar İstanbul Tıp Fakültesinde (Çapa) taşeron firmalarda işçi statüsünde hastabakıcı olarak çalışmaya başladı.
Çok zor, insanlık dışı koşullarda çalışan taşeron işçilerin sorunlarıyla ne işçi, ne de kamu çalışanları sendikaları ilgileniyordu. Aile olarak Milliyetçi Hareket Partisi/ülkücü siyaset çevresinden olan Cemal Bilgin 2009 yılında bu hastanenin işçileri tarafından kurulan Taşeron İşçileri Dayanışma Derneği kuruluşuna (TAŞ İŞ DER) katılarak mücadele etmeye başladı.
Cemal Bilgin’in öncülüğündeki dernek doğrudan ve tümüyle işçilerin kontrolüne ve birliğine dayanan yapısı ile başta 3 gün süreyle yürütülen fiili grev olmak üzere çok sayıda kitlesel eylemleri örgütlemekte başarılı oldu (1). Hastanedeki taşeron işçilerin çeşitli kazanımlarla sonlanan mücadelesi ülke çapındaki mücadelenin motoru olmaya başladı. Derneğin öncülüğü ile Kütahya, Adana, Urfa gibi illerde kitlesel toplantılar, çeşitli gösteriler, TBMM ziyaretleri gerçekleştirildi. 2013 yılında toplanan 10. Çalışma Meclisi toplantılarına ülke tarihinde ilk defa işçi sendikaları konfederasyon temsilcileri yanında, birisi Cemal Bilgin olmak üzere, taşeron işçi temsilcileri de katıldı. Cemal Bilgin bu toplantıda her türlü engellemeyi aşarak taşeron firmalarda çalışan işçilerin öncü sesi olmayı başardı (2, 3).
Büyük çoğunluğu milliyetçi, muhafazakar eğilimli olan taşeron işçilerinin fiili mücadelesi sonucu sendikalaşma hakları, en sonunda ise kadrolu çalışma hakları kazanıldı. Bu önemli bir adım olsa da tam bir kazanım değildi. Çünkü başta belediyelerde çalışan eski taşeron işçiler olmak üzere belediye şirketlerine aktarılan işçilerin özlük hakları eski kadrolu işçilere göre önemli ölçüde eksikti.
Cemal Bilgin sendikalaşmanın ve siyasal güç olmanın işçiler için yaşamsal bir ihtiyaç olduğunu görüyordu. Üye oldukları sendikalarda yaşanan gerçekler bu geleneksel sendikalara karşı eleştirel bir yaklaşım edinmesine yol açtı. Mücadele içinde hep önde olan Cemal Bilgin 2016 yılında işçilerin sağlığını ilgilendiren bir olay nedeni ile verdiği mücadeleden dolayı işten çıkarıldı (4, 5) Daha sonra hastanede örgütlenmesinde öncü rol oynadığı DİSK Sosyal-İş sendikasında örgütlenme uzmanı olarak çalışan Cemal Bilgin yine sendikal bürokrasinin bilinen tutumları karşısında direnince burada da işten atıldı (6). Bu sıralarda verdiği mücadelelerden dolayı hakkında çok sayıda dava da sürmekte idi (7).
Cemal Bilgin 2017-18 yılından itibaren işçilerin siyasal güce ihtiyacının en önemli sorun olduğunun farkına varıyor, Türkiye’de siyasetinin dini, mezhebi, yaşam tarzı ve etnik kimlikler temelindeki ayrımlara dayanan yapısının işçileri böldüğünü görüyordu. Öte yandan özellikle dini muhafazakâr kimlikli işçilerin siyasetin bu yapısından dolayı emek mücadelesi dışında kaldığına tanıklık ediyor ve Müslüman kimlikli bazı kesimlerdeki sınıf mücadelesi doğrultusundaki arayışlara katılıyordu (8). Süreç içinde farklı temellerde ezilen halk kesimlerinin, göçmen işçilerin mücadelesi ile de dayanışmaya başlayan Cemal Bilgin “İşçiler siyasette var olmalıdır”,” İşçiler siyasal olarak birlik olmalıdır” arayışı ile 2019 yılında daha önce katıldığı ve farklı işçi siyasal eğilimlerinin çoğulcu demokratik birliğini savunan İşçinin Kendi Partisi (İKEP) Genel Başkanlığına seçildi (9).
İKEP son bir yıldır çeşitli düzlemlerde gelecek süreç ve seçimler için olabildiği kadar en geniş sınıf/sosyalist parti ve hareketlerin isterlerse kendi varlıklarını da koruyabilecekleri fakat genel mücadele ve seçimlerde birlikte olabilecekleri çoğulcu bir “çatı” partisi içinde birleşmeleri ve bu yapıyla HDP ile ortak mücadele hattı ve seçim ittifakı sağlamalarının en iyi çözüm olduğunu savundu. Bu yolla belki de oluşacak parlamentoda bir sosyalist grup oluşturma olanağı da ortaya çıkabilirdi. Fakat bilindiği gibi en basit bir arayış konferansında bile bir araya gelmeyen yapılar seçim yaklaşınca birkaç gün içinde seçim için ittifakları oluşturdular. Bu yaklaşım bugünkü iki ayrı ittifak arasında ve ayrıca Emek ve Özgürlük İttifakı içindeki seçim tutumu hakkındaki tartışmalara zemin hazırladı.
Seçim ittifaklarının içinde yer almayan İKEP gelinen bu durumda seçilme olasılığının hemen hemen hiç olmadığı bir yerden Genel Başkanının Yeşil Sol Parti’den aday olması ile gelecek günlerde çok ihtiyacımız olacak işçi sınıfının ve ezilen Kürt halkının demokratik mücadele birliğinin samimi savunucusu olduğunu ortaya koydu.
1. https://www.evrensel.net/haber/32325/capada-taseron-isciler-yine-is-birakti
2. https://www.csgb.gov.tr/media/1314/10calisma_meclisi.pdf (sayfa307)
3. https://gercekgazetesi1.net/isci-hareketi/universitelerde-guvenceli-kadro-mucadelesi-suruyor
4. https://www.emekveadalet.org/haberyorum/haber-2/cemal-bilgin-ile-dayanisma-icin-capadaydik/
7. https://www.sabah.com.tr/yasam/davayla-biten-eyleme-beraat-cikti-5859028