Zamandan ve mekandan bağımsız bir politika da onun tezahürü olan bir seçim de olamaz. “Adam zaten yüzde 49.5 oy aldı. Bunun üzerine yüzde 0.5 eklediğinde zaten kazanıyor” anlayışı tümüyle skolastiktir. Doğrusu şudur:” Kartlar yeniden karılıyor. Adam sadece psikolojik üstünlüğü elinde tutuyor. Hepsi o kadar. Seçim esas şimdi başlıyor!”
Zaten eğer bunun tersi olsaydı, ne Muharrem İnce’nin oyunun son haftada yüzde 9’lardan yüzde 2’lere düşmesi ve ne de 2015 seçimlerinde 4 ay sonunda AKP’nin oyunun yüzde 40’lardan yüzde 49’lara yükselmesinin bir izahı olurdu. Türkiye burası! Normal koşullar altında bir yıl içinde izlenen abuk sabuk politikalarla dört mevsim seçim yapsanız en az ikisinde hükümetin değişebileceği bir ülke burası.
Seçim dönemleri bu tür oy kaymalarının en fazla yaşandığı anlardır. Zaten bu yüzden seçim kampanyaları hükümetlerin en sevmedikleri zamanlardır ve uzaltılmak istenmez. Bahçeli boşuna “şu seçim belasından da bir türlü kurtulamadık” dememiş miydi?
İkinci Turu Kazanmak İçin Üç Öneri
1. Öneri: Derhal bir Demokratik Kitle Seferberliği
Seçimin ilk turunun şaibeli olduğu ilk günden bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmaya başladı. Eğer 2. turda bu şaibeli durum ortadan kaldırılmış olursa ya da en azından minimize edilirse mevcut olumsuz tabloyu tersine çevirmenin kapısını aralamış olursunuz. Bu demokratik kitle seferberliğini yaratmak için 6’lı masayı oluşturan partilerin kadroları yeterli değilse- ki söylediğimiz seferberlik için yeterli olmaları CHP ve Saadet dışında pek mümkün gözükmüyor, ama finansal imkanları fazlasıyla vardır- başta kendi üyelerinin sınıf çıkarlarını gözeten işçi sendikaları olmak üzere bütün işçi örgütleriyle işçi ve demokratik kamuoyuyla gençlik örgütlenmeleri hazırdır.
2. Öneri: Mesele Kılıçdaroğlu’na oy verip vermeme meselesi olmaktan çıkarılmalıdır.
Evet sorun Kılıçdaroğlu’nun şahsı ya da temsil ettiği partinin sorunu olmaktan çoktan çıkmıştır. Bu referandumda kullanılacak olan oy totaliter bir rejimin kökleşmesine karşı kullanılacak oydur. Çünkü rejimin böyle radikalleşmesi, karşısındaki bütün örgütlü yapıları yok etmeyi hedefleyeceğinden Kılıçdaroğlu’nun partisinin ve 6’lı masanın partilerinin temsil ettikleri sınıfların çıkarlarından çok, bütün işçi ve demokratik kamuoyunun çıkarlarına darbe vuracaktır.
3. Öneri: Kılıçdaroğlu seçildiğinde derhal demokratik bir seçim taahhüdünde bulunmalıdır.
Bu şaibeli seçimle oluşmuş “meclis” bütün bir cumhuriyet tarihinin en karanlık meclisidir. Bunun reaksiyonerliğinin nedenlerinden biri Kenan Evren askeri diktatörlüğünün “güçlendirilmiş” seçim sistemiyse, diğeri de bu parlamentonun tamamen seçilecek “tek adam” vesayeti altında olacak olmasındandır. Kılıçdaroğlu seçilmesi halinde, oluşturacağı demokratik bir seçim sisteminin ardından mevcut meclisin yerine demokratik ve egemen bir meclis seçimine gideceğinin taahhüdünü vermelidir. Böyle bir taahhüt 6’lı masa dahilindeki ve haricindeki bütün siyasi partilerle de anlaşmanın zeminini yaratacaktır. O zaman şu veya bu partiden destek alabilmek için protokoller yapmaya da gerek kalmayacaktır.
Şadi Ozansü, İKEP Genel Başkan Yardımcısı
- Bu yazı bugün (24 Mayıs 2023 tarihli) Cumhuriyet gazetesinde “İkinci Tur Nasl Kazanılır” başlığı ile yayınlanmıştır.