Nail’in katlini izleyen günlerde içişleri bakanı Darmanin halkın meydana gelen bu olay üzerine “hassasiyet yüklü tepkisinin normal olduğunu” ancak bunun polislerin “masumiyet karinesine de saygı gösterilmesini unutturmaması” gerektiğini ifade etti. Aynı nakaratı, “masumiyet karinesi hakkı” talebinde bulunan Polis Sendikasından da duyduk. Masumiyet karinesi hakkı tabii ki olmalı… Ama videoların bize gösterdiği -ki kimse buna itiraz etmiyor- tam tersine, bir suçluluk karinesi oldu.
LFI ( Boyun Eğmeyen Fransa) cephesinden Jean-Luc Melenchon ise şu açıklamada bulundu: “İktidarın kontrolünün dışına çıkan polis, devlet otoritesinin itibarının gözden düşmesine sebep oluyor.” Yani en önemli mesele devletin otoritesinin zedelenmesi. Öyle mi? 17 yaşındaki bir gencin öldürülmesi devletin itibarının zedelenmesinin yanında tali bir mesele yani.
Bize, polisin düzeni sağlama görevi olduğu söyleniyor. Hangi düzeni? Devletin silahlı kolu olan polis kapitalist sınıfın çıkarlarını savunmanın bir aracıdır.
Bu cinayet ilk defa işlenmiyor. Çok daha gerilere uzanan acı bir sürecin sonucu: 2005’te Zeyd ile Buna’dan başlayıp günümüzde Nail’e uzanan bu süreç zarfında kenar mahallelerde polis şiddetinin kurbanları Sabri’ler, Adem’ler ve daha bir dizi genç katledildi. Sokaklarda yapılan sistematik polis aramaları, hakarete uğramalar ve başka şiddet uygulamaları bu gençlerin gündelik hayatlarının ayrılmaz parçası. Saint- Ouen’da (Seine Saint-Denis) bir gencin üstüne işeyen polisin çekilmiş video filmini kimse unutmuyor.
Hükümetlere göre, en güvencesiz olanların her türlü isyan riskine karşı devlet kendini korumalıdır. Bu gençlere reva görülen hayat ortada: Taşeron/güvencesiz çalışma, işsizlik, sağlıksız konutlar, yakınlarındaki kamusal hizmetlerin ortadan kaldırılması…
Bu mahallelerdeki yerleşimlerde artık kimseye doğru düzgün hayat hakkı yok. Bu gençler ve ailelerine hangi kaderi paylaşmak kalıyor ki? Sefaleti yaşamalarının dışında hiçbir beklentileri kalmamış.
Bu cinayet onyıllardır bütün kenar mahalle yerleşimlerini yıkan politikaların bir sonucu. De Gaulle’cü V. Cumhuriyet rejimini ile önü açılan polis devletine doğru yürüyüşün sonucu bu!
Polis şiddetinin kaynağı kapitalist sömürü rejimidir. İşte tam da yüzden bu rejimi yıkmak gerek.
Nanterre Genç Devrimciler Cephesi komitesinden Paul
ve Jeremie tarafından kaleme alındı