Daniel Gluckstein, Fransa Demokratik Bağımsız İşçi Partisi (POID) Genel Sekreteri
Nijer’de Fransa’nın dahil olduğu bir askeri müdahale hazırlanıyor. Böyle bir müdahale, Batı Afrika’nın ve ötesinin alev almasına neden olabilir. İşin içindeki güçler göz önüne alındığında, pratikte Ukrayna’daki savaşla bağlantılı olacak ve bu savaşın küresel ölçeğe yayılması yolundaki yeni bir adım anlamına gelecektir.
Fransa, çatışmanın ön saflarında yer aldığına göre, ülkemizin işçileri nasıl bir tutum izlemelidir? “Elysee Sarayı” “Fransa’ya ve çıkarlarına yönelik herhangi bir saldırıya izin vermeyeceğini” açıkladı. Fransa’nın çıkarları mı? Fransız çokuluslu Orano şirketi (eski adıyla Areva), Nijer’de yer altında gömülü uranyumun sömürüsünü sıkıca elinde tutuyor. Yüzlerce Fransız çokuluslu şirketi Nijer ve komşu Mali ile Burkina Faso’da faaliyet gösteriyor; bunlar arasında Orano’nun yanı sıra Total, CMA-CGM, Vinci ve Veolia da bulunuyor.
Macron’un “Fransa’nın çıkarları” dediği şey, çokuluslu şirketlerin çıkarlarıdır. Bunlar Nijer halkının ve bölgenin zenginliğini aşırı sömüren çokuluslu şirketlerdir; aynı Fransa’daki işçileri de aşırı sömürdükleri gibi.
Macron ve çokuluslu şirketlere karşı mücadele eden Fransız işçileri, neden Nijer konusunda onlarla ortaklık yapmalıdır?
Son günlerde Nijer’deki göstericiler tarafından yan yana sallanan iki pankart vardı: “Biz, egemen Nijer halkı, uranyum sömürüsünün derhal durdurulmasını talep ediyoruz” ve “Fransa gitmeli, yaşasın Nijer!”.
Nijer halkı, dünya genelindeki halkların istediği şeyi istiyor: egemenlik. Fransız yeni-sömürgeciliğinin ve ABD emperyalizminin ülkenin zenginliğini ve onların emirlerini yerine getiren hükümetleri kontrol etmesi fikrine karşı çıkıyorlar.
Ama bazı sağ-duyulu insanlar bize şu uyarıyı yapıyorlar: “Evet, ancak bazı göstericiler tarafından Rus bayrağı sallanıyor, bu korkunç bir tehdit...” Putin mi? O, servetlerini özelleştirme ve yağmalama yoluyla elde etmiş zengin oligarkların çıkarlarını temsil ediyor. Ama bu arada… Bugün bu tehditten bahsedenler, 30 yıl önce Rusya kapitalist yağmaya açıldığında büyük bir coşkuyla alkışlayanlar değil miydi? Halka ait olan zenginliklerin özelleştirilmesi ve yağmalanması politikası, Putin’in temsil ettiği oligarklara olduğu kadar, Macron ve Biden’ın çıkarlarını temsil ettiği çokuluslu şirketlere de yarar sağlamıyor mu?
Aralarında çatışma var, bu bir gerçek. Ancak Fransız işçileri, Nijer’in “Fransız” yağmasını savunarak hiçbir şey kazanmaz. Tam tersine, Afrika’da Fransa’nın yeni-sömürgeci hakimiyetini ve Macron hükümetini zayıflatan her şey Fransa’daki sömürülen işçilerin mücadelesini güçlendirir.
Bu tutum, Putin ve rejimi karşısında hiçbir taviz veya zayıflık içermiyor. Rusya Ukrayna’ya saldırdığında, La Tribune des Travailleurs (İşçi Kürsüsü) gazetesi “Ne Putin, ne Macron, ne Biden! Rus askerleri Ukrayna’dan çıksın! Fransız askerleri Afrika’dan çıksın! NATO askerleri Avrupa’dan çıksın!” başlığını taşıyan tek gazeteydi. Bu sloganların birleşimi bugün özellikle anlamlıdır. Demokratik Bağımsız İşçi Partisi (POID), bu sloganların hayata geçmesi için mücadele etmeye kararlıdır.