Uluslararası İşçi Komitesi (IWC) gazetesi 257. sayısından alınmıştır:
“Gazze’de bugün açlık olgusundan açıkça bahsedebiliriz,” diyor Handicap International operasyonların yardımcı direktörü Jean-Pierre Delomier (RFI, 25 Mart), çünkü, diyor “durmadan süren bombardımanlar devam ediyor.”
Refah’tan – İsrail ordusu tarafından sürülen 1,4 milyon mültecinin toplandığı Gazze Şeridi’nin güneyinde – yeni dönen Jean-Pierre Delomier ise şöyle diyor: “Gazze Şeridi’ne girmeden beş veya yedi kilometre önce bu kamyon kuyruklarını gördüm. Bir kamyonun 20 ton mal taşıdığını ve 100 metrelik alanda beş kamyon olduğunu hatırlamalısınız. Yani bu 100 ton demektir.” Ancak İsrail ordusu aylardır bu binlerce tonluk gıda taşıyan kamyonların Gazze’ye girmesini engelliyor. Delomier “Gazze’de her gün kendiniz ve aileniz için yiyecek aramanız çaresiz bir mücadele,” diye ekliyor.
Diğer kurumlar da bu tanıklıkları doğruluyor. İsrail’in, Gazze Şeridi’nin kuzeyine gıda yardımı göndermesini yasakladığı Birleşmiş Milletler Filistin Mülteci Yardım ve Çalışmalar Ajansı (UNRWA) direktörü, “Bu yapılan ortaya çıkmış olan açlık sırasında yaşamsal yardımın engellenmesinin kasıtlı olduğunu kanıtlar niteliktedir” diyor.
Avrupa Birliği ve onun baş diplomatı Borrell bile “İsrail’in açlığa neden olduğunu” ve bunu “bir savaş silahı olarak kullandığını” düşünüyor. Bu eleştiriler, Avrupa Birliği’nin İsrail ile olan tüm ortaklık anlaşmalarını (diplomatik, ekonomik ve askeri) sürdürmesini engellemiyor. Açlık ve susuzluktan dolayı ilk olarak çocuk ve bebek ölümleri yaşandığı ilan edilirken, İsrail ordusu hastanelere yönelik saldırılarına da devam ediyor: Gazze Şehri’ndeki Al Shifa, Han Yunus’taki al-Amal ve Nasser. Gazze’deki Filistin Kızılayı sözcüsü Raed al-Nems, “7 Ekim’den bu yana Gazze’deki 36 hastanenin her birinin acımasızca saldırıya uğradığını” belirtiyor (L’Orient-Le Jour, 22 Mart).
Dünyanın “önde gelen figürleri” Biden, Macron, Sunak, Scholz ve diğerleri bu soykırıma ne kadar daha suç ortağı olmaya devam edecekler?
Jean Alain