Çağrı-İş Sendikası Tempo Çağrı Merkezindeki hak gasplarına karşı örgütlenme çağrısı yaptı

Çağrı Merkezi, Posta, Telefon, Telgraf, Telekomünikasyon, İnternet ve İletişim İşçileri Sendikası (Çağrı-İş) Şanlıurfa, Adıyaman ve Batman’da 2.780 işçi çalıştıran Tempo Çağrı Merkezi’nde “Patron Terörü”ne karşı, mobbinge ve tazminatsız iş çıkışlarına karşı insanca çalışma koşulları için örgütlenme çağrısı yaptı.

İki ayda 60’ın üzerinde işçinin işten çıkarıldığını, hak gasplarının dayatıldığını, sistematik baskı ve mobbing olduğunu aktaran sendikanın açıklamasını aşağıda yayınlıyoruz:

Dünyanın en zor mesleklerinden biridir çağrı merkezinde çalışmak. Çağrı merkezlerinde çalışan müşteri temsilcileri her gün yüzlerce müşteri ve abonenin stres, öfke ve tepkilerine muhatap olmakta ve bu surette yoğun bir psikolojik yıpranmaya maruz kalmaktadır. Bu duruma bir de çağrı merkezi şirketlerinde gittikçe artan kuralsızlık ve denetimsizlik de eklenince, yaşanan zorluk misli ile artmaktadır. Özellikle istihdam oranı ile gelir seviyesinin düşük olduğu bölgelerde faaliyet göstermeyi tercih eden çağrı merkezi şirketleri, o bölgedeki işsizliği ve yeterli gelir yoksunluğunu kendisi için bir fırsata çevirmeyi kural haline getirmiştir. Bu şekilde batı illerinden ziyade sanayileşmenin daha az olduğu Doğu, Güneydoğu, Karadeniz ve iç Anadolu şehirlerine yatırıma yönelen şirketlerden birisi de Tempo Çağrı Merkezi’dir.

Şanlıurfa, Adıyaman ve Batman’da 2.780 işçi çalıştıran Tempo Çağrı Merkezi, geçmiş dönemde çalışanlarına uyguladığı ağır mobbingler ile de gündeme gelmiş ve bu durumun kamuoyunda yankı bulmasının ardından özür dilemek zorunda kalmıştır. Ancak bu şirketin adı, son zamanlarda işsizliğin yüksek olduğu bu lokasyonlarda bir çok hak gaspı ve mobbing ile anılmaktadır. İki ay önce ‘’küçülme’’ gerekçesiyle onlarca müşteri temsilcisini işten çıkartan Tempo Çağrı Merkezi, hukuki dayanaktan yoksun şekilde bu işçilerin tazminatlarını da ödememiştir. Üstelik adı geçen şirket tarafından haksız ve geçersiz olarak iş akdi feshedilen işçilere, ‘’biz sizi çıkartırsak siciliniz kirlenir, en iyisi siz kendiniz istifa edin’’ denilebilmiştir.

Çağrı merkezlerinde çalışanların büyük çoğunluğunu üniversite ya da lise mezunu gençler oluşturmaktadır. Genelde ilk iş deneyimlerini yaşayan ve çalışma yaşamı ile mevzuatı hakkında yeterli bilgiye sahip olmayan bu gençler, şirketin benzer birçok haksızlığı karşısında kendini çaresiz hissetmektedir. Tempo Çağrı Merkezi’nin son dönemde Batman gibi bir kısım şehirlerde, daha az işçi ile daha çok iş yapmak ve daha az ücret ödemek için birçok işçiyi ücretsiz izne çıkarttığı, bunu kabul etmeyen gençlerin ise işsizlik kaygısı nedeniyle uygulamaya itiraz edemedikleri öğrenilmiştir. Zira çağrı merkezlerinde çalışanların iş akitlerinin, uydurma gerekçelerle haklı fesih yapılmak suretiyle kıdem ve ihbar tazminatı ödenmeden sonlandırılması çok yaygın bir uygulamadır. Üstelik buna maruz kalan işçilerin işsizlik maaşı almalarının yolu da kapanmaktadır.

Çağrı merkezi patronlarınca ustalıkla sergilenen bu suistimaller, işçilerin sağlığını yitirmelerine neden olan mobbing uygulamaları, düşük ücret ve iş yoğunluğu, çağrı merkezlerinin rutini haline gelmiştir. Son yıllarda Batman, Adıyaman ve Şanlıurfa gibi şehirlerde bu durum katlanılamaz boyutlara ulaşmıştır.

İşçi arkadaşlarımızı çeşitli platformlarda temsil ederken bu haksızlıklara karşı da birlik olmaya ve Çağrı İş Sendikası’na katılarak İnsanca çalışma koşullarını elde edene kadar mücadele etmeye çağırıyoruz. Ayrıca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na da bu vesileyle sesleniyor, artık bir işveren terörü haline gelen mobbing ve benzeri dayatmalara karşı işçileri koruyan düzenleme ve denetimlerin ivedilikle hayata geçirilmesini talep ediyoruz.

Çağrı Merkezi İşçileri Köle Değildir.

Çağrı-İş Sendikası

Bu Yazıyı Paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir