İşçinin Kendi Partisi Programı

İşçinin Kendi Partisi (İKEP) Türkiye işçi sınıfının bir partisidir.

İKEP işçi sınıfı içindeki patronlardan ve devletten bağımsız olarak mücadele etmek isteyen her türlü sınıf içi eğilimi demokratik temelde bir araya getirmek isteyen bir partidir.

AMAÇ

İşçinin Kendi Partisi’nin amacı, Türkiye’de ve dünyada işçi-yoksul-köylü hükümetlerinin kurulmasını sağlayarak, her türlü sömürüye son verecek, en geniş demokratik emek temsiline dayanan bir işçi-emekçi iktidarına ulaşmaktır.

Türkiye’de büyük sermaye sahipleri, büyük servet sahipleri, yüksek maaşlı makamlarda oturanlar toplum içinde bir sınıftır. Bu sınıf ülke yönetiminde egemendir. Başlıca siyasi partiler, devlet teşkilatı, basın-yayın kuruluşlarının çoğu bu sınıfın ve temsilcilerinin kontrolündedir. Bu sınıfın tahakkümü altında:

  • İşveren temsilcileri ile hükümet temsilcileri, her yıl elbirliği ile asgari ücreti, milyonlarca aileyi sıkıntı içinde geçinmeye mahkûm eden bir seviyede tespit etmektedir.
  • Bedelli askerlik uygulaması ile askerlik yükümlülüğünde egemen sınıfın çocukları kayırılmaktadır.
  • Devletin özel eğitim kurumlarına izin verip desteklemesi, egemen sınıf ile emekçi sınıflar arasında öğrenime erişim imkânlarında adaletsizliğe sebep olmaktadır.
  • İş müfettişleri işyeri denetimlerinde (sigortasız çalıştırma yasağı, güvenlik tedbirleri vb.) mevzuatın ihlâl edildiğini gördüğünde çok defa gereğini yapamamaktadır.
  • İşverenler kazanç uğruna işçinin sağlığını ve hayatını koruyacak tedbirler almadığı için her yıl binlerce işçi, işyerlerinde “kazalarda” ölmekte, meslek hastalıklarından kaybettiklerimizin ise sayıları bile bilinmemektedir.
  • İşyeri “kaza” davalarında, mahkemeler ekseriyetle sorumlulara kamu vicdanını yaralayan hafif cezalar vermektedir.
  • Hükümetler çeşitli gerekçelerle grevleri ertelemektedir.

Egemen sınıfın tahakkümüne ve adaletsiz uygulamalarına son vermek için işçi sınıfının birleşip tüm emekçilerle birlikte örgütlenerek iktidara gelmesinden başka çare yoktur.

İŞÇİ SINIFININ BAĞIMSIZ ÖRGÜTLENMESİ ESASTIR!

Bugün ülkemiz işçi sınıfının çok büyük bir bölümü eğreti ve güvencesiz şartlarda ya da alt işveren (taşeron) şirketler aracıyla istihdam edilmektedir. Bu durum işçi sınıfının örgütlü mücadelesine engeldir. 

Ülkenin ve işçi sınıfının geleceği; (1) işçilerin, sermayeden ve devletten bağımsız, (2) sınıf içi farklı eğilimlerin demokratik birliğini gözeten, (3) siyasi, sendikal ve diğer öz örgütlerinin geliştirilip güçlendirilmesine bağlıdır.

İşçi-emekçi hükümeti yönetiminde:

  • Tek bir çalışanın bile sigortasız çalıştırılmasına izin verilmez. Çıkarılacak yasalarla işçileri bu şekilde çalıştıran işletmeler tazminatsız kamulaştırılır.
  • Sendikal örgütlenme önündeki tüm engeller ile grev, dayanışma grevi, siyasi grev ve genel grev yasakları kaldırılır, bütün çalışanların sendikalı olması teşvik edilir, çalışanların hakları konusunda en az ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) sözleşmeleri temel alınır.
  • İşçi-memur gibi ayrımlara son veren, tüm sektörlerde bütün çalışanlar için kadrolu ve güvenceli çalışma ile grev hakkını tanıyan bir “çalışanlar yasası” çıkartılır.
  • Alt-işveren (taşeron) şirketler aracılığıyla istihdama ve kuralsız-esnek çalıştırma biçimlerine son verilir.
  • Vicdani ret hakkı tanınır, askerlik görevi yapmak istemeyen yurttaşların alternatif kamu hizmetlerinde çalışmasına olanak yaratılır, bedelli askerlik uygulamasına son verilir, askerlik süresi boyunca desteğe ihtiyacı olan asker ailelerine destek verilir, erlere oy kullanma hakkı tanınır.

İKEP iktidarında tüm çalışanların sendikal örgütlenmesi kolaylaştırılır ve teşvik edilir.

Hedef bugünkü sendikal bölünmüşlük ve yozlaşmaya karşı; demokratik ve mücadeleci bir tarzda işyeri örgütleri temelinde yükselen, üyelerin söz ve karar sahibi olduğu, her işkolunda tek sendika ve birleşik bir emek konfederasyonu oluşturmaktır.

Bu amaçla:

  • Sendikal örgütlenmenin önündeki bütün barajlar kaldırılır, sendikal anlaşmazlıklar işyerlerine sandık konularak çözülür.
  • İşçi örgütlerinin her kademesinde görevliler seçimle iş başına gelir ve demokratik yöntemlerle görevden azledilebilir. 
  • Sendikal seçimlerde -talep halinde- nispi temsil sistemi uygulanır.
  • Sendikacılık bir meslek olmaktan çıkarılır. Profesyonel sendika yöneticileri çalıştıkları iş kolundaki en yüksek sendikalı işçi ücretinden fazla maaş alamaz.  Sendika yönetimleri en fazla üst üste iki dönem görev yapabilir. Bu amaçla sendikalar kanununda gerekli düzenlemeler yapılır. 
  • İşyeri ve işkolları temelinde örgütlenen sendikalarla birlikte, coğrafi bölge veya kent düzeyinde, yatay işçi örgütlülükleri ve demokratik nitelikli yoksul halk dayanışma birlikleri desteklenir. 

 EGEMEN MECLİS İÇİN!

Dünyamızdaki sömürünün ve eşitsizliğin kaynağı büyük üretim araçları üzerindeki özel mülkiyet rejimi yoluyla, dünya ekonomisini denetimi altında tutan kapitalist-emperyalist sistemdir. Bu sistem ülkelere, siyasal rejim olarak, demokrasiyi çökerten ya da güdükleştiren başkanlık rejimlerini ya da benzerlerini dayatmaktadır.

Öte yandan işçi sınıfı burjuva diktatörlüğünün totaliter biçimiyle “demokratik” biçimi arasında tarafsız kalamaz. Burjuvazinin iktidarının baskıcı ve açık zulme dayalı yönetimiyle “demokratik” yönetimi arasında işçi sınıfı her zaman demokratik olanı tercih eder. Çünkü önemli olan, işçi sınıfının sendikal ve siyasi örgütlenmesinin, bir kapitalist rejim altında dahi mümkün olan azami özgürlük şartları altında gerçekleştirilmesidir.

Sonuç olarak emekçi kitleleri dışarda tutan, doğrudan toplumsal katılımı engelleyen egemen sınıfın otoriter/totaliter rejimlerine karşı İKEP, ülkemizde her türlü sınıfsal örgütlenme hakkının azami olarak kullanılabileceği bir “egemen meclis” sisteminin hayata geçirilmesi için mücadele eder. Bu sistemde, hiçbir seçim barajı olmayacağı gibi, her parti ve siyasal yapının, hatta bireylerin seçimlere herhangi bir sınırlamaya uğramaksızın katılımları güvence altına alınır. Herkese propaganda özgürlüğü ve eşitliği sağlanır ve bu noktada propagandayla ilgili seçim yasaklarına kesinlikle uyulur. Bu yasaklara uymayan kurumlara cezai müeyyide uygulanır ve parayı verenin düdüğü çaldığı eşitsiz koşullarda bir propaganda faaliyeti yürütmesi engellenir. Seçim döneminde kamu-özel bütün basın-yayın kurumlarının, tüm siyasi propaganda faaliyetlerine eşit imkânlar tanıması sağlanır. 

Egemen meclis seçimlerinde, tek bir oyun bile boşa gitmemesi için nispi temsil sisteminin mümkün en adaletli biçimi uygulanır. On altı (16) yaşını tamamlamış her yurttaş oy kullanabilir, on sekiz (18) yaşını tamamlamış olanlar da meclise vekil seçilme hakkını elde eder. En fazla dört yüz (400) üyeli egemen meclisin her üyesinin daha önce taahhüt etmiş olduğu siyasi vekâlete uymaması halinde, seçmenleri tarafından görevden azledilip değiştirilmesi mümkün olabilir. Egemen meclisin feshedilmesi ancak nitelikli çoğunluğun sağlanması ile mümkündür. Meclis başkanının görevden alınması da meclisin nitelikli çoğunluğunun uhdesindedir. 

Egemen meclisin görevi sadece anayasa yapmakla sınırlı değildir. Egemen meclis ülkenin mukadderatına mutlak anlamda hâkim olmak üzere şekillenir. 

Seçilmiş egemen meclis, devleti temsil yetkisine sahip olan cumhurbaşkanını seçme ve azletme yetkisine sahiptir. Cumhurbaşkanı seçilebilmek için üniversite mezunu ve kırk (40) yaşın üstünde olma şartı aranmaz. Cumhurbaşkanının görevden alınması da meclisin nitelikli çoğunluğunun uhdesindedir. 

Ülkeyi yönetecek olan hükümet egemen meclisin içinden seçilir. Hükümet yasama yetkisini elinde bulunduran meclise karşı sorumludur. 

İKEP böyle bir egemen mecliste, işçi sınıfının tüm bileşenlerinin ve bütün ezilenlerin hükümetini kurmak için mücadele eder.

Siyaset bir meslek olmaktan çıkarılır ve vekillerin maaşı kalifiye bir işçininkini aşmaz. Siyasetin finansmanı şeffaf ve tamamen kamu denetiminde olacaktır.

YAŞANABİLİR BİR DÜNYA İÇİN!

Dünyamız, canlı yaşama elverişli olması sebebiyle bize bu şansı veren tek mekândır. Ancak doğanın kendi olağan seyrinin kesintiye uğraması veya bozulması tüm yaşam biçimlerinin son bulması riskini taşır. Bugün kapitalist üretim-tüketim döngüsü bu tehlikenin oluşmasının en belirleyici sebebi durumundadır.

Tüm yaşamın sürdürülmesinin biricik temel kaynağı olan doğanın korunması yönündeki politikaların vazgeçilmezliğinden hareketle İKEP, uygulamaya koyacağı tüm iktisadi ve sosyal düzenlemeleri çevresel duyarlılığı ve ekolojik dengenin muhafazasını gözeterek yapar.

İKEP siyasal perspektifini doğal yaşamın sürdürülebilirliği üzerine kurarken, tüm dünyada kâr amaçlı, çevreyi yok eden, kapitalist ve rantiyeci iktidarları teşhir eder. Bu nedenle İKEP, Türkiye’de açgözlü patronların ve sermaye sahiplerinin saldırısına uğrayan maden alanları, akarsular, ormanlar, göller, denizler vb. alanların hızla koruma altına alınmasını hedefler. Partimiz, doğal yaşam alanları tehlike altında olan yörelerdeki halkın, meclisler aracılığı ile siyasete ve karar alma süreçlerine katılımını sağlayarak mücadele yürütmeyi kendisine görev sayar.

Bütün bunlarla birlikte, çevre sorununun nihai çözümü, dünya ekonomisinin demokratik ve merkezi planlanmasıyla uluslararası işçi sınıfının iktidarı ile gerçekleştirilebileceğinden, sadece bizim ulusal iktidarımızın çabalarıyla sağlanamaz. Biz bu doğrultuda ancak yukarıda ele aldığımız başlangıç adımlarını atabiliriz.

EKONOMİ POLİTİKALARI

İşçi emekçi iktidarında iktisat politikalarında izlenecek ilkeler nüfusun temel ihtiyaçlarını temin etmek, ihtiyaçların temininde ülkenin kendine yeterliliğini hedeflemek, toplumda sosyal adaleti sağlamak ve yeraltı-yerüstü kaynaklarını korumaktır. 

Para politikası:

İKEP iktidarı para politikasında fiyat istikrarını ve kur istikrarını hedefler. Kur istikrarını korumak için Türk Lirası’nın konvertibilitesine son verir.

Fiyatların istikrarı için ve geleceğe yönelik plan yapabilmek için kurun istikrarı şarttır. Kur istikrarını sağlamak için dövizli işlemlerin merkez bankasının denetimi altına alınması gerekir.

Kişilerin ve firmaların döviz satın alıp saklamasına, yurt dışında bankalarda mevduata koymasına, yurt dışında tahvil-hisse satın almasına son verilecektir.

Maliye politikası:

İKEP iktidarı yurttaşların ve Meclis’in bütçe önerilerini anlayabilmesi ve denetleyebilmesi için bütçeyi şeffaflaştırır.

Bütçenin mevcut karmaşık yapısı anlaşılmasını zorlaştırmakta, sendikaların, diğer sivil toplum örgütlerinin ve Meclis’in bütçe denetimini engellemektedir. İKEP iktidarı bütçeyi şeffaflaştırıp, denetim dışı tutulan örtülü ödenek uygulamasına son verir.      

İKEP iktidarı vergi yükünün paylaşılmasında adalet sağlar. 

Doğrudan vergiler gelir ve servet üzerinden toplanan vergilerdir. Dolaylı vergiler Katma Değer Vergisi (KDV), Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) gibi harcamalar üzerinden toplanan vergilerdir.  Doğrudan vergiler vergi ödeme gücüyle orantılı olduğundan adildir; dolaylı vergiler adaletsizdir. Türkiye’de gelirlerden ve sermaye kazancından alınan vergilerin toplam vergiler içindeki payı 1980’den bu yana düşürülmüş, dolaylı vergilerin payı artırılmıştır. Bu vergi politikası egemen sınıfın vergi yükünü hafifletmekte, vergilerin ağırlığını emekçilere bindirmektedir. İKEP iktidarı vergi gelirlerinde ağırlığı dolaylı vergilerden gelir ve servet vergilerine kaydıracaktır. 

İKEP iktidarı, kamu harcamalarında israfı ortadan kaldırmayı hedefler. Halkın bütçesinden yapılan kamu harcamalarının denetimi için anayasal kurumlar olan Danıştay ve Sayıştay denetimleri yeni baştan çalışır hale getirir.

Türkiye’de kamu kesiminde sadece yüksek makamlardaki görevlilerin yararlandığı, kamu gelirlerini heba eden çok çeşitli lüks tüketimle kamu gelirleri israf edilmektedir.

Yüksek makamlarda görevlilerin keyfi kullandıkları “temsil tanıtma” harcamaları kontrol altına alınır.

Kamu hizmet üretimine katkısı olmayan, ancak yüksek makam sahiplerine yarayan gereksiz bina kiralama, bina tefriş etme, taşıt aracı kiralama, gösterişli bina inşası şeklindeki israflara son verilir.

İKEP iktidarı kamu kurumlarında israfa ve lüks tüketime son vermek suretiyle kamu hizmeti üretmenin topluma maliyetini azaltır, böylelikle vergileri azaltmaya olanak sağlar. 

İstihdam politikası:

İKEP iktidarı tam istihdamı gerçekleştirmek için planlama yapar ve kamu istihdamını genişletir.

İKEP iktidarı istihdamı somut hedefli beş (5) yıllık şeffaf planlar ile planlar ve bu planları uygular.

İKEP iktidarı mal-hizmet üreten kamu ve özel işletmelerinde devamlı çalışanları alt-işveren şirketlerden kiralama düzenlemesini kaldırır.

Alt işveren sistemi çalışanların sendikalarda örgütlenmesine engeldir. İKEP iktidarı bu engeli kaldırır.

İKEP iktidarı günlük veya haftalık mesaiyi kısaltan tedbirler alarak ve kamu istihdamını artırarak tam istihdamı gerçekleştirmeyi hedefler.

İKEP iktidarı bakanlıklara, yerel yönetimlere ve kooperatiflere ait kurum ve kuruluşlarda, kamusal istihdamı artırmak suretiyle işsizlik sorununa son vermeyi hedefler.

İKEP iktidarında kamuya personel alımında, ehliyeti ve liyakati esas alan bir istihdam sistemi uygulanır.

İşe alımlarda, keyfilik, kayırmacılık, mülakat gibi adaletsizliklere son verilir.

Kamu personelinin liyakate göre göreve alınması ve terfi ettirilmesi kamu hizmetlerinin istikrarı, nicelikte ve nitelikte iyileştirilmesi için şarttır.

İKEP iktidarında “iş güvencesi”nin ve sendikal örgütlenme hakkının anayasal zemini güçlendirilir. 

İKEP iktidarı çocuk işçiliğine son verir.

Gelir ve refah politikası:

İKEP tek başına bir ücret politikasından ziyade, toplumsal refahı gözeten bir politikayı savunmaktadır. 

Her insan için:

  • Sağlıklı ve dengeli beslenme,
  • Temiz ve yaşanabilir bir çevre,
  • Barınma,
  • Yeterli ve nitelikli bir eğitim alabilme,
  • Yeterli ve zamanında bir sağlık hizmeti,
  • Kendini ifade edebileceği sosyal imkânları,

 sağlamayı hedefleyen bir refah anlayışını benimsemektedir. 

İKEP iktidarı kamuda ve özel sektörde, ücret-maaş düzenlemesinde sosyal adaleti gözetir. Bütün çalışanlar için “eşit işe eşit ücret” ilkesini uygular.

İKEP iktidarı kadın, genç, yaşlı, engelli ve göçmen işçileri düşük ücretle çalıştırma adaletsizliğine son verir.

İKEP iktidarı ücret-maaş düzenlemesinde kadınların aile içi hizmetlerinin toplumu ayakta tutan hayati bir faaliyet olduğunu göz önünde bulundurur. 

İKEP iktidarı sağlık hizmetlerini topluma eşitçe ve kaliteli hizmet sağlayabilmek için özel sağlık kuruluşlarını kamulaştırır.

İKEP iktidarı eğitim hizmetlerini topluma eşitçe ve kaliteli sağlayabilmek için özel eğitim kuruluşlarını kamulaştırır.

Yatırım planlaması:

İKEP iktidarı, kamu kurumlarının ve büyük özel işletmelerin yatırımlarını denetim altına alıp planlar. Planlamada toplumun temel ihtiyaçlarının teminini ile doğa ve çevrenin korunmasını bir arada gözetir.

Kapitalist düzende egemen sınıfların sermaye biriktirme hırsı çevreyi tahrip ederek gelecek nesillerin istikbalini karartmaktadır.

İKEP iktidarı üretim planlamasında temel ihtiyaçlara öncelik verir. Toplumun refahını, temel ihtiyaçları sosyal adalet çerçevesinde sağlayarak yükseltir. İKEP iktidarı lüks mal ve hizmet üretimini ve tüketimini azaltacak tedbirler alır. Yatırımlardan etkilenecek yöre halkı karar sürecinde söz sahibi olur.  Bu suretle maddi refah ile doğayı koruma arasında denge kurulur.

Stratejik önem taşıyan tarım, enerji, haberleşme, ulaştırma, madencilik sektörlerinde büyük şirketler kamulaştırılır. Ayrıca istihdamında, fiyatlandırmasında veya yatırımlarında iktisadi planlara uymayan işletmeler de kamulaştırılır.

İKEP iktidarı toplumun temel ihtiyaçlarını ve ulusal savunma gibi hayati çıkarlarını ilgilendiren sektörler üzerinde yabancı ve yerli sermayedarların kontrolüne son verir. 

Dış ödemeler dengesinde politika:

İKEP iktidarı Türkiye’nin yabancı sermaye girişine bağımlılığına son verir ve ekonominin kendine yeterliliğini artıracak dış iktisadi politika uygular.

İKEP iktidarı dış ticarette denge sağlamayı ve lüks tüketimi kısıtlamayı hedefleyen ithalat ve ihracat planlaması yapar. Bunun için devlet, dış ticareti denetim altına alır.

İKEP iktidarında ödemeler dengesinin veya temel ihtiyaçları karşılama gereğinin zorunlu kıldığı hallerde dış borçlanmayı devlet yapar. İKEP iktidarı, hangi yabancı veya uluslararası kuruluşlardan hangi şartlarda borç alınacağını, kredinin nasıl kullanılacağını ve nasıl ödeneceğini emekçi halkın kısa ve uzun vadeli çıkarlarını gözeterek belirler.

İKEP iktidarı, geçmiş egemen sınıf iktidarlarından devraldığı iç ve dış kamu borçlarının yönetiminde emekçi halkın çıkarlarına öncelik verir, toplum aleyhine işleyen dış borçları ödemez.

Finans politikası:

İKEP iktidarı sosyal adaleti arttırmaya ve ekonomide planlamaya olanak veren bir finans politikası uygular. 

İKEP iktidarı, stratejik bir sektör olan bankacılığı kamulaştırır.

Türkiye’de özel bankalar, hem normal dönemlerde hem de iktisadi kriz dönemlerinde büyük kâr gelirleri elde ederek gelir dağılımını bozmaktadır. Bundan başka, özel bankalar yurt dışında dövizle düşük faizli kredilerle borçlanıp, yurtta yüksek faizli TL kredileri vermektedir. Bu suretle ülkenin dış borçlarını kabartmaktadırlar. 

İKEP iktidarı hisse borsasını kapatır.

Borsada hisse alıp satanların büyük çoğunluğu, hisselerin fiyat hareketlerinden kazanç sağlamaya çalışan yerli ve yabancı spekülatör kişi ve kurumlardır. Borsada hisse fiyatlarında artış ve azalış, kimilerinin servetini arttırmakta, kimilerinin tasarruflarını eritmektedir. Borsanın işlemesinin topluma ve ekonomiye yararı yoktur.

Tarım politikası:

İKEP’in tarım-çiftçi politikalarında temel ilkeler (1) ülkede gıda üretiminde kendine yeterlik sağlamak, (2) kentli nüfusla köy nüfusu arasında refah dengesi kurmak ve (3) ekolojik sistemleri korumaktır.

İKEP iktidarı gıda ve tarımsal ham madde üretiminde kendine yeterlik sağlamak için;

  • Türkiye tarımının ithal gübreye, ithal tohuma ve ithal ilaca bağımına son vermeyi hedefler.
  • Destekleme alım politikasıyla ürün fiyatlarını destekler ve dünya fiyatlarından korur.
  • Yerli üretimin talebe yettiği tarımsal ürün kategorilerinde ithalata son verir.
  • Bir üründe yerli hasat talebe yetmediği zaman ürün ithalatının ürünün yeniden ekimini caydırmasını önleyen bir fiyat politikası uygular.
  • Kaçak tarımsal ürün ithalatını önler.
  • Çiftçiyi koruyan tarım sigorta sistemini geliştirir.
  • Kent planlaması yoluyla, konut ve sanayi için yapılaşmanın verimli ekilebilir ve ekilen arazilere taşmasını önler.
  • Ekilebilir arazileri çölleşmeye karşı korumak için tedbir alır.
  • Ekilen ve ekilebilir arazilerde enerji tesislerinin kurulmasına son verir.
  • Atıl ve ekilebilir toprakların ekilmesini teşvik eder.
  • İklim değişmesinin gerektirdiği ürün bileşim planlaması yapar.
  • Hayvan sayısını artırmak için tedbir alır.
  • Küçük ve orta ölçekli işletme sahibi çiftçilerin kooperatifleşmesini destekler. Optimal ölçekli işletmelerin oluşumunu teşvik eder. Tarımsal arazi mülkiyetinin miras yoluyla fazla bölünerek atıl kalmasını önler.
  • Tarımsal ürün üretiminde ihracata nispetle kendine yeterliği sağlamaya öncelik verir.
  • İKEP bağımsız üreticilerin kooperatiflerde birleşerek optimal ölçeklerde tarım yapmasını teşvik eder, büyük şirketlerin tarımsal kaynakları ele geçirmesini önler.

İklim değişmesi, pandemi ve savaşlar dünyada tarımsal üretime ve tarım ürünleri ticaretine baskı yapmaktadır. Açlık çekenlerin ve açlık tehlikesine maruz olanların sayıları artmaktadır. Bazı devletler gıda ihracatını yasaklamaktadır. Bazı devletlerse gıda ihracatını stratejik bir silah olarak kullanmaktadır. Ülkemizde egemen sınıf iktidarlarının liberal tarım politikaları Türkiye nüfusunun yakın gelecekte açlıktan kırılmasına yol açabilir. Yukarıda öngörülen politikalar böyle bir akıbeti önlemeyi amaçlamaktadır.

Daha çok büyük arazi sahiplerine yarayan doğrudan gelir desteği uygulaması yerine, İKEP iktidarı destekleme alım uygulaması, girdi fiyat politikası, ithalat kontrolü ve sigorta sistemiyle tarımsal üretimi cazip hâle getirir.

İKEP iktidarı kentli nüfusla köy nüfusu arasında refah dengesi kurmak için;

  • Küçük yerleşimlerde eksik kalan kamu hizmetlerini oraya ulaştırır.
  • Tarımsal girdi (gübre, mazot, ilaç, tohum) fiyatları ile ürün fiyatlarını çiftçilerin refahını diğer sektörlerdeki emekçilerle dengeleyecek şekilde düzenler.
  • Çiftçilerin ve tarım işçilerinin sosyal güvenlik haklarını korur ve güvencelerini arttırır.
  • Mevsimlik tarım işlerinde uzak yörelerden gelen işçilerin temel barınma, eğitim ve sağlık ihtiyaçlarının karşılanması için tedbir alır.
  • Banka kredisi, sigorta ve arazi satış politikalarıyla, darlığa düşen çiftçilerin arazilerini, makinalarını, hayvanlarını büyük ölçekli işletmelerin satın almasının önüne geçer.

Türkiye’de egemen sınıfın gerek devletçi gerek liberal siyasetleri kentlerde ucuz işgücü oluşturmak için köyden kente göçü teşvik etmiştir. Göç kentlerde aşırı büyümeye yol açmış, tarımsal üretimi (ekilen arazi alanını, hayvan sayısını) geriletmiştir. Tarımsal üretimde tecrübeli ve bilgili insan sayısı azalmaktadır. İKEP bu süreci durdurmayı ve köyde yaşam ile kentte yaşam arasında bir refah dengesi kurmayı hedeflemektedir.

İKEP iktidarı Türkiye coğrafyasında ekolojik sistemleri korumak için;

  • Ormanları yapılaşmaya ve madenciliğe karşı korur.
  • Ürün planlamasıyla monokültür tarımı önler.

KADINLAR KURTULMADAN İNSANLIK KURTULAMAZ!

İKEP, kadınları siyasal mücadeleye katan, partide kadınlara eşit temsil, söz ve karar hakkı tanıyan, işçi sınıfından kadınların ve onların yaşam şartları ve sorunlarının görünür olmasını, bu sorunların çözümünü hedefleyen, kadın sorunlarının çözümü ve kadınların kurtuluşu doğrultusunda bağımsız kadın örgütlenmelerini ve hareketlerini destekleyen bir siyasal çizgi izler.

İçinde yaşadığımız toplum sermaye sınıfının emek sömürüsünün yanı sıra, erkeğin ezen, kadının ezilen olduğu ağır bir cinsiyetçi baskı ve şiddet altındadır. Erkek egemenliği (veya patriyarka) ücretli emeğin sömürüsüne dayanan kapitalizmden de, onun öncesindeki ekonomik sistemlerden de eskidir.

Cinsiyetçi iş bölümü ile ve diğer unsurları ile erkek egemenliği günümüzde artık kapitalizmle eklemlenmiştir.

KADINLAR İŞÇİ SINIFININ YARISIDIR!

Bu sebeple bugün, işçi sınıfı içerisinde de kadınların gerçekliği, erkeklerinkinden çok farklıdır. İşçi sınıfı mücadelesinin ve ulaşılacak bir işçi emekçi iktidarının başarı kazanabilmesi, ancak kadınların gerçekliğini gören, dikkate alıp dile getiren politikalarla ve kadınları siyasal süreçlere eşit şekilde katarak mümkündür.

Çağımızda erkek egemenliği, ev/aile içi ve ücretsiz çalışmanın kadınların üzerine yüklendiği ve görünmez kılındığı, ücretli çalışma imkânlarının ise kadınlar için daha kısıtlı ve eşitsiz olduğu bir duruma yol açmıştır.

On yıllardır uygulanan neo-liberal politikalar, vahşi kapitalizm ve kriz bu koşulları kadınlar aleyhine daha da ağırlaştırmaktadır. 

Türkiye özelinde kadınların ücretli çalışmaya katılım oranı pek çok ülkeye kıyasla daha da düşüktür. Ayrıca ücretli çalışan kadınların çoğu kayıtsız, güvencesiz, eğreti işlerde çalışmaktadır.

İKEP iktidarı, kadınların toplumsal ve ekonomik hayat içerisinde yer alabilmeleri, ekonomik olarak erkeklere bağımlı kalmamaları için işyerlerinde ve mahallelerde kreşler, çocuk odaları, aşevleri, çamaşırhaneler açar.

Tam istihdam politikası, çalışmak isteyen her kadının, eğitim durumu, yaş ve çalışma geçmişine bakılmaksızın ücretli istihdama katılabileceği şekilde uygulanır. 

İKEP kamu ve özel tüm işyerlerinde kadın çalışanların sağlık, ekonomik ve özlük haklarını güvence altına alır;

  • Doğum izni anne ve babaya yeterince verilir.
  • Süt izni bebek ve annenin ihtiyaçlarına göre verilir.
  • Regl günleri izin kullanımı talep edilebilmelidir. 
  • Eşdeğer işe eşdeğer ücret için yasal düzenleme ve denetim yapar.
  • İşyerlerinde taciz, şiddet ve mobbinge karşı yasal düzenleme ve denetim yapar.
  • Güvencesiz ve sigortasız çalışan kadınların, sigortalı ve güvenceli çalışmalarını sağlar.
  • Ev içi hizmet çalışanı kadınların iş güvencelerini ve sigorta haklarını İŞKUR üzerinden sağlar.

Kadınlar için başını örtmek, örtmemek veya bu seçimlerindeki herhangi yöndeki bir değişiklik, eğitim veya çalışma hakkının önünde engel olmamalı, gerek kamu gerek özel işyerlerinde işten çıkartılmaya sebep olamamalı, işe alımda koşul olarak sunulamamalı ve çalışırken herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmaya yol açmamalıdır. 

Kadınların tercih ettiği giysisi eğitim veya çalışma hakkının önünde engel olmamalı, gerek kamu gerek özel işyerlerinde işten çıkartılmaya sebep olamamalı, işe alımda koşul olarak sunulamamalı ve çalışırken herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmaya yol açmamalıdır. 

İKEP iktidarı bu konuyu yasal düzenleme ile güvenceye alır.

Yine, İKEP’in içerisinde yer alacağı bir işçi hükümeti;

  • Kadınların her yaşta mesleki eğitim alma olanaklarına sahip olabilmeleri için önlemler alır.
  • Kız çocuklarının eğitim imkânlarından eşit faydalanabilmesi ve çocuk yaşta evliliğin engellenmesi için gerekli tüm önlemleri alır.

KADINA YÖNELİK ŞİDDETE HAYIR!

Kadına yönelik şiddet erkek egemen toplumların ortak sorunudur; kadına yönelik şiddete karşı konulmalı ve şiddet önlenmelidir.

Kadınlar en yakınlarının ve/veya diğer erkeklerin uyguladığı fiziksel, duygusal, ekonomik, psikolojik şiddete, tacize, istismara maruz kalmakta, sayısız kadın cinayetinde öldürülmektedir.

İKEP kadınları ikincil gören, erkeklerin kadınların bedenleri ve emekleri üzerinde hak sahibi oldukları anlayışına dayanan erkek egemenliğine ve kadına yönelik her türlü şiddete ve ayrımcılığa karşıdır.

Kendi bünyesinde de alacağı disiplin önlemleri ile bu tutumu egemen kılar.

Erkek egemen toplumda cinsiyetçi şiddet sadece kadınlara değil, heteroseksüellik dışında cinsel yönelimi olan bireylere, savunmasız kişilere ve çocuklara da yönelmektedir. 

Şiddete karşı önlemleri içeren 6284 sayılı kanun ve İstanbul Sözleşmesi gibi uluslararası anlaşmaların devamlılığı sağlanmalı ve bunların gerekleri ciddiyetle uygulanmalıdır.

İKEP iktidarı kadınlara, çocuklara, farklı cinsel yönelimi olan bireylere karşı işlenmiş istismar, taciz, tecavüz suçlarının ve şiddetin her türünün izlenmesi, cezalandırılması ve bunlara karşı etkin mücadele edilebilmesi için öz örgütlenmelerin de katılımı ile yasal düzenlemeler yapar.

Bu düzenlemelerin gereklerini, yine bağımsız kadın örgütlerinin ve öz örgütlenmelerin katılımı ve denetimini sağlayarak, ciddiyetle yerine getirir.

Kadınların kendi bedenleri üzerinde kontrol sahibi olma hakları esastır.

Kürtaja ilişkin yasal düzenleme netleştirilecek ve bu konuda kadının üzerinde yasaya aykırı olarak baskı kuran kişi ve kuruluşlarla mücadele edilecektir.

Doğum kontrol yöntemlerine sağlıklı ve kolay erişim herkes için sağlanacaktır.

Sağlık hizmetleri İKEP iktidarında kadınlara bedenleri üzerinde kontrol sahibi olma ve sağlık haklarını gözeterek sunulacaktır.

HPV aşıları ücretsiz olarak sağlanacak ve uygulanacaktır.

İhtiyacı olan kadınlara her ay hijyenik ped ücretsiz olarak dağıtılacaktır.

Doğum ve süt izinlerini kullandıktan sonra aynı işyerinde aynı veya eşdeğer işe geri dönme hakkı güvence altına alınacaktır.

EŞİT TEMSİL, EŞİT KATILIM!

Toplumdaki karar alma, temsil ve yönetim kademelerinde çok ağırlıklı olarak erkeklerin yer alması erkek egemen anlayışı pekiştiren bir faktör olmakta, değişim dönüşümü engellemektedir.

İKEP gerek kendi parti çalışmalarında, gerekse kurulacak bir işçi emekçi hükümetindeki kamu görevlerinde ve siyasi görevlerde kadınların temsil eşitliğini ve  pozitif ayrımcılık ilkesini savunur.

KADINLAR SENDİKAL MÜCADELEYE!

İşçi örgütleri olarak sendikalar sadece erkek işçilerin örgütleri değildir. Sendikalar kadın işçileri örgütlemek ve haklarını kazanmak için özel bir mücadele yürütmelidir.

Sendikalar yönetim ve temsilcilik kademelerinde kadınlar için temsil eşitliğini ve pozitif ayrımcılığı hayata geçirmelidir. 

Kadınlar sendika yönetimlerine!

Kadınlar işçi sınıfının yarısıdır; onların çöküşü işçi sınıfının çöküşüdür; bu çöküş durdurulmalıdır!

Güvencesiz işlerde çalışanlar dâhil tüm kadın işçiler birliklerini kurmalı, sendikalaşmalıdır.

İşçi mahallelerinde ev kadınları hayat pahalılığına ve diğer sorunlara karşı kendi örgütlülüklerini yaratmalıdır.

İşçi sınıfının ve insanlığın kurtuluşu ancak kadınların kurtuluşu ile birlikte olacaktır!

LGBT+ BİREYLER İŞÇİ SINIFININ PARÇASIDIR! 

LGBT+ bireyler toplumda saldırıya uğrayabilmekte, istihdamda yer bulamamakta, cinayetlere kurban gitmektedirler.

İKEP iktidarı her insanın, yaşam hakkı başta olmak üzere temel haklarının ve çalışma hakkı başta olmak üzere sosyal haklarının, cinsel kimlikten ve cinsel yönelimden bağımsız güvenceye alınması için yasal önlemler alır.

ÇOCUKLARIN İSTİSMARI ÖNLENECEKTİR!

İKEP iktidarında çocuk meselesine ayrı bir önem verilir. Öncelikle çocuk istismarı ve ihmali kavramlarının kesin bir çerçevede okunması gerekir. Çocuk ihmal ve istismarında çocuğun mutlaka zarar görmesi bir yana çocuğun gelişiminin zarar görme riski de politikalar açısından değerlendirilir. Çocuk istismarının değerlendirilmesi; fiziksel istismar, duygusal-psikososyal istismar, cinsel istismar, ihmal ve ekonomik istismar olmak üzere ayrı başlıklar altında değerlendirilir. 

Çocuk istismarında önleme, tedavi etmekten önce gelmelidir.

İKEP iktidarında öncelikle okul ve belediye bazında tüm çocuklara yönelik koruma programları gerçekleştirilir. Yapılan koruma programlarının akabinde yüksek risk grupları belirlenir ve bu ailelere etiketleme yapılmadan gerekli ek hizmetler sunulur.

Anne-babanın kısıtlı bir sosyal çevre içinde bulunmaları çocuğa yönelik şiddeti arttırmaktadır. Şehirleşme, artan yoksulluk, göç bugün sosyal desteği azaltmıştır.

Her mahalleye açılacak olan ücretsiz kreşlerle, hemşirelerin ev ziyaretleriyle çocuk istismarı açısından risk oluşturan koşullar azaltılır. Ev ziyaretleri ile hemşire, bakım verene rehberlik eder. Devlet alternatif çocuk bakım ağını ve yardımlaşmayı gebelik izlemi uygulamalarıyla ebeveyne hamilelikten itibaren kendisi sağlar. Sosyal destek sistemi, ebeveynin problemlerle tek başına uğraşmamasını sağlayarak ve düzenli eğitimlerle başa çıkma becerilerini artırarak başta fiziksel cezalar olmak üzere istismar ve ihmal oranını düşürür.

Ebeveynin uzun süreler çalışması ve iş koşulları çocukla daha az zaman geçirmesine neden olarak ihmal ve istismar riskini artırır.

İKEP iktidarı bakım vereni sadece anneyle sınırlamayarak, anne ve babaya çocukların bakımı ve yetiştirilmesi için gerekli izinleri ve sosyal destekleri sağlar. 

DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜ ESASTIR!

Devlet herhangi bir dini ya da dinsizliği dayatamaz.  

Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığı inançlara ve ibadete karışmakta, din ve mezhepler arasında ihtilaflara yol açmaktadır. Devletin din ve inanç özgürlüğüne müdahalesi için kurulmuş olan Diyanet İşleri Başkanlığı lağvedilecektir.

İKEP iktidarında devlet tüm yurttaşların inanç ve ibadet özgürlüğünü korur. Bu özgürlüğü sağlamak için devlet, tüm dinlere, mezheplere, inançlara, cemaatlere, ibadethanelere tarafsız ve eşit davranır. Devlet, dinî inançlara ve ibadetlere karışmaz. Devlet yurttaşların dinini kaydetmez. Devlet yönetiminde (yasamada, yürütmede ve yargıda) dinî gerekçeler kullanılmaz.

GÖÇMENLERİN SORUNU SINIF MÜCADELESİNİN KONUSUDUR!

Göçmen politikamızın temel anlayışı, insan haysiyetini, eşitliği ve adaleti gözeten, hem göçmenler için hem de göçten etkilenen işçi sınıfı dâhil herkes için adalet sağlayan bir siyaset uygulamaktır.

Göç sorununun nedeni, doğası gereği sürekli krizler üreten kapitalizm, sömürücü kurumların devamı için uygulanan emperyalist müdahaleler, kâra doymayan sermaye sınıfının doğaya saldırısı nedeniyle oluşan iklim krizi, yoksulluk ve bütün bunların neticesinde oluşan çeşitli ölçeklerde savaşlardır.

İklim krizi, yoksulluk ve savaşlar nedeniyle 100 milyonlarca insan önümüzdeki yıllarda yurtlarından göçmek zorunda kalacaktır. Parti olarak siyasetimiz, bu kaçınılmaz sorunun, bütün halklar için, eşitlik ve adalet çerçevesinde çözüme kavuşturmaktır.

“Denetimsiz” göçmen geçişleri, sermaye sınıfının ucuz işgücü ihtiyacına hizmet etmek amacıyla bile isteye göz yumulan bir hadisedir. Böylelikle hem göçmenlerin geleceğe dair umutları istismar edilmekte hem de ülkemiz örneğinde de olduğu gibi göç alanları, ucuz işgücü havzalarına dönüştürülmektedir. Göçmenlerin toplumla sağlıklı bir entegrasyonunun gözetilmediği, batı sınırlarının geri gönderme anlaşmalarıyla tamamen kapatıldığı mevcut durum, başta gençlerimizde gelecek kaygısı ve ucuz emek piyasası oluşturarak, toplumda olumsuz gelişmelere neden olmaktadır.

Yaşadığımız coğrafyada yapısal ekonomik ve siyasal sorunlardan kaynaklanan göç baskısını, bölge ülkeleri ve Türkiye’de devlet demografi mühendisliği amaçları için istismar etmiştir. Bölgemizdeki ülkelerle karşılıklı olarak serbest dolaşım geliştirilmeli ve insanların göç etmek zorunda kalmalarının ekonomik ve siyasal gerekçeleri ortadan kaldırılmalıdır. Bu sebeple bölge ülkeleri arasında dengeyi sağlayacak ekonomik ve toplumsal entegrasyon programları geliştirilmelidir. 

İKEP, göçmen meselesinde bölgede söz sahibi olan kapitalist devletlerin elinden inisiyatifi alarak, bölge ülkeleri arasındaki çelişkileri ortadan kaldırmak, ekonomik ve toplumsal entegrasyon programları oluşturmak amacıyla bölgedeki işçi-emekçi partileriyle ortak gündem ve program için çalışacaktır. 

  • Göçlerin bir numaralı sebebi olan savaşların, sömürünün ve doğal afetlerin engellenmesi İKEP’in göç politikasının temel unsurudur. İKEP ülkemize sığınan insanları, saiklerine ve statülerine göre ayrımlar yapmadan eşit görür.
  • İKEP iktidarı, Avrupa Birliği ile 2016 yılında yapılan “geri kabul anlaşması” iptal edilir. Türkiye’nin AB sınırları, gitmek niyetinde olan mültecilere ve göçmenlere açılır. 
  • İKEP iktidarı, bölge ülkelerine küresel sermaye tarafından dayatılan ekonomik ve siyasal dengesizlikler ortadan kaldırılıncaya kadar sınırların denetimi sağlar. 
  • Hâlihazırda ülkemizde ikamet eden ve etmek niyetinde olan göçmen ve mültecilerin ayrımcılığa maruz kalmaması için tedbirler alır.
  • Göçmenler dâhil, ülkemizde yaşayan hiçbir işçi ve emekçi kayıt dışı, güvencesiz, sigortasız, sendikal haklardan mahrum bir şekilde çalıştırılmaz. Ücretler ve haklar alanında ırk, milliyet ve vatandaşlık farkları dâhil hiçbir biçimde ayrım yapılmaz. 
  • İKEP iktidarında mültecilik statüsü ülke ayrımı gözetilmeden bütün devletlerin vatandaşları için sağlanır. Mevcut hükümet mültecilik statüsünü tanımayarak göçmenleri istismar etmektedir.
  • Gitme eğiliminde olan mülteci ve göçmenlerin vatanlarına dönebilmeleri için çalışmalar yürütülür, vatanlarına dönmeleri desteklenir. 
  • İKEP iktidarında toplumda yaşayan bütün bireylerin yaşam tercihleriyle ve kültürleriyle bir arada ve uyumlu yaşaması için çalışılır.
  • İKEP iktidarında başta göçmenler için uygulanmak üzere bütün nefret suçları cezai müeyyideye tabi tutulur. Bunun için gerekli yasal ve idari düzenlemeler gerçekleştirilir.

SAĞLIK VE EĞİTİM POLİTİKASI

Sağlık ve eğitim, insanların yaşam haklarının en temel parçasıdır. Herkesin gelirine göre toplanan vergilerle finanse edilip herkese eşit ve parasız olarak sunulmalıdır. Bu alanlarda kâr amacıyla kurulan özel işletmeler kabul edilemez.

Herkese parasız, nitelikli, eşit sağlık hizmeti!

Bugün Türkiye’de sağlık sistemi tümüyle piyasalaşmış, büyük ölçüde özelleşmiş, yurttaşlara eşit, parasız ve kaliteli sağlık hizmeti veremezken aynı zamanda ülke kaynaklarını da yağmalayan bir nitelik almıştır.

Uygulanan politikalarla bir yandan gerçek hasta olan yurttaşlar gerekli zamanda kamuda sağlık hizmetlerine ulaşamamakta, öte yandan kâr amaçlı olarak gerçekte bir sağlık sorunu olmayan yurttaşlara yapılan gereksiz uygulamalar ve “tedavilerle” SGK kaynakları tüketilmektedir.

İKEP iktidarında sağlığın büyük ölçüde sosyal-ekonomik ve çevre koşulları tarafından belirlendiği bilinciyle hareket edilir. Her sektörde sağlığı gözeten politik bir yaklaşımla koruyucu hekimlik öncelenir. Birinci basamak hizmetlere dayanan ve kaliteli acil hizmetlere ihtiyacı olan herkese en kısa zamanda bu hizmetleri ulaştıran bir sağlık sistemi uygulanır.

Hem sağlık merkezlerinin donanımlarını geliştirerek hem de sağlık çalışanlarının mezuniyet sonrası ve hizmet içi eğitimlerini düzenli ve sürekli sağlayarak, birinci basamak sağlık hizmetleri kalite açısından geliştirilir. Bu yolla hastanelerdeki birikim azaltılarak hastalara vaktinde, parasız, eşit ve yüksek kalitede hizmet verilmesi sağlanır.

Tıp fakültelerinin sayısı, tıp eğitiminin kalitesini bozma pahasına arttırılmaz. 

Gerekli eğitim destekleri ile hemşireliğin sağlık hizmetleri içindeki yetkisi ve saygınlığı yükseltilecek, sınırlı yerlerde gerekli tetkikleri isteme, tanı koyma ve tedavi yazma yetkileri olanlar için “pratisyen hemşirelik” statüsü geliştirilecektir.

Özel hastaneler ve kamu-özel işbirliği projeleri olan şehir hastaneleri kamulaştırılır. Kent dışındaki büyük hastaneler yerine optimal büyüklükte, vatandaşların daha kolayca ulaşabilecekleri, kentin değişik bölgelerinde yeterli miktarda hastane yapılır.

Sağlık emekçilerinin tamamı, kadrolu ve iş güvenceli olarak istihdam edilir.

Bilimsel, demokratik, kamusal ve politeknik eğitim!

İKEP iktidarında, zorunlu eğitim, anaokulu dâhil olmak üzere kesintisiz on üç yıla çıkarılır. Zorunlu eğitim her kademede parasızdır.

Milli Eğitim Temel Kanunu evrensel insan haklarını gözeten, bilimsel ve pedagojik esasları temel alan ve kamucu bir anlayışla yenilenir.  Eğitim müfredatları demokratik, çağdaş ve bilimsel normlara göre yeniden düzenlenir.

Ortaokuldan itibaren öğrencilerin ilgi ve yeteneklerine göre politeknik eğitim verilir. Politeknik eğitim ile bölgeler ve okullar arası eşitsizlikler ortadan kaldırılır. Fırsat eşitliğine aykırı olan merkezi sınavlara son verilecektir. Toplumun yetişmiş işgücü ihtiyacı planlı bir eğitim süreciyle sağlanır. Gençlerimiz işsiz kalma ve gelecek kaygısı yaşamaz. 

İKEP iktidarı, örgün eğitimde zorunlu din dersi dayatmasına son verir. Kamusal eğitimin dışında müslim-gayrimüslim tüm tarikat ve cemaatler kamunun düzenli denetiminde din eğitimi verebilir. Devletin tarikat ve cemaatlere imtiyaz sağlamak amacıyla yaptığı mevcut protokoller iptal eder.

Okul çağındaki çocukların güvencesiz ve kayıt dışı çalıştırılmasının önüne geçilir. ILO standartlarının uygulanması sağlanır.

Kız çocuklarının eğitimi alınacak özel önlemlerle teşvik edilir.

Herkese kendi anadilinde eğitim imkânı verilir.

Bütün eğitim emekçileri güvenceli ve kadrolu olarak istihdam edilir.

Özerk, demokratik ve bilimsel üniversite!

İKEP iktidarı, üniversiteleri özgür düşüncenin ve demokratik ve bilimsel tartışmanın mecraları haline getirir. 

Yüksek Öğrenim Kurumu lağvedilecektir.

İKEP iktidarında, üniversiteler kamu kaynakları ile finanse edilir. Özel ve vakıf üniversiteleri devletleştirilir. İşlevsiz üniversiteler kapatılır. Üniversiteler eğitimin niteliği gözetilerek toplumun ihtiyaçlarına göre düzenlenir.

Üniversiteler öğretim üyeleri ile diğer çalışanları tarafından yönetilen ve öğrenciler tarafından denetlenen özerk bir yapıya kavuşturulur.

Üniversite öğrencilerinin temel ihtiyaçlarını karşılayacak karşılıksız burslar sağlanır ve barınma için kira desteği verilir.

Politik görüşleri dolayısıyla haksız yere ihraç edilen öğretim görevlileri haklarıyla birlikte eski görevlerine iade edilecektir. İşten atılmanın önüne geçilecek akademik güvence sağlanacaktır.

İKEP iktidarında, ülkenin bağımsız ve özerk üniversitelerinin uluslararası irtibatının artmasıyla birlikte öğrencilerimizin dünyanın her yerinde öğrenim görme imkânları genişler. Yurt dışı öğrenim masrafları kamu tarafından karşılanır. 

Yurtdışından gelen öğrenci kontenjanları mütekabiliyet esasına göre saptanır.  

SOSYAL GÜVENLİK POLİTİKASI

Sosyal güvenlik kurumları çalışanların geliriyle inşa edilmiş kurumlardır. Bu nedenle çalışanlar tarafından yönetilmelidir.

Sosyal güvenlik kurumlarının gelirleri amaçları dışında kullanılamaz.

Sigortasız çalıştırmaya izin verilmez, herkese emeklilik hakkı sağlanır.

İşsizlik sigortası işsiz kalınan sürenin tümünü kapsar.

EMPERYALİZMİN KISKACINDAN KURTULMUŞ BİR ORTADOĞU, EŞİTLİK VE KARDEŞLİK TEMELİNDE YÜKSELEN BİR TÜRKİYE

Kapitalizm/emperyalizm doğası gereği tekelleşme eğilimi taşıyan, nihai hedefi olarak tüm dünyayı kendisi için bir “pazar”a çevirmek olan bir ekonomi-politik yapıdır. Emperyalist çağın kapitalist devletleri, bugünün küresel sisteminin hâkimi haline gelen ulus aşırı sermaye gruplarının jandarmalığını yapmaktadırlar. Başını ABD’nin çektiği kapitalist çekirdek, NATO adı altında politik-ekonomik-askeri olarak örgütlenerek, sürekli bir genişleme eğilimi göstermekte ve kendi çıkarları doğrultusunda, özgürlükleri ve demokrasileri savunma sahtekârlığı ile “dost” ve “düşman” tanımları yaparak işgallerine gerekçe oluşturmakta ve kendini tüm dünya halklarına dayatmaktadır. Her bölgede olduğu gibi Ortadoğu’da da her türlü etnik ya da mezhepsel farklılıkları kullanarak, halklar arasında düşmanlık ve çatışma yaratmakta ve böylelikle siyasal ve ekonomik egemenliğine zemin hazırlamaktadır. Türkiye bu nedenle bir emperyalist saldırı ve savaş aracı olan NATO’nun lağvı için mücadele etmelidir, bunun yanı sıra Amerika ve İsrail ile yapılan bütün ikili askeri anlaşmaları sona erdirmelidir. Türkiye dış politikada öncelikle Ermenistan, Yunanistan ve Kıbrıs dâhil tüm çevre ülkelerle; karşılıklı silahsızlanma, kültürel diyalog, ortak toplumsal ve emek kurumları inşası temelinde “komşuluk ve barış”ı esas alan, halkları “özne” haline getirici  yeni ilişkiler geliştirmelidir.

İKEP, Ortadoğu’da toprakları işgal ve saldırıya uğramış tüm halklara dostluk elini uzatan bir irade oluşturulmasını savunur. Bunun için öncelikle cumhuriyet hükümetlerinin NATO perdesi arkasından komşu ülkelere dönük yayılmacı siyasetlerinin eleştirisini yapar, komşu ülkelerdeki -gerekçesine bakmaksızın – her türlü askeri varlık bulundurulmasına karşı çıkar. Bu esas sadedinde; İran, Irak, Suriye ve Türkiye devletleri arasında dağılmış Kürtlerin ulusal varlığını ve Kürtlerin siyasi iradelerini meselelerinin çözümünde bir özne olarak kabul eder.

İKEP, Türkiye toprakları üzerinde yaşayan Kürtlerin başta anadilde eğitim hakkı olmak üzere tüm “kolektif haklardan” yararlanabilmesini tartışılmaz bir esas ve başlangıç noktası olarak görür. Kürt siyasal partilerinin özgürce siyaset yapabilmesi ülkedeki “demokrasi”nin niteliğine ait temel bir kriterdir. Kürtlerin özgürce siyaset yapamadığı bir siyasal düzlemin meşruluğu kabul edilemez.

Emeğin mücadele tarihi göstermiştir ki işçi sınıfını bölen her türlü kimlik siyaseti sadece sermayenin işine yaramaktadır. İKEP etnik ya da ulusal referanslı olsun, millet kimliklerinin egemenler tarafından halklar üzerindeki iktidarlarını pekiştirmeye yönelik olarak kullanılmasını, ötekileştirici, üstünlükçü, saldırgan her türlü siyasal tutumu reddeder.

Servet-sermaye sahiplerinin iş birliği içinde yürüttüğü politikalara karşı İKEP, tüm milliyetlerden, dinlerden ve mezheplerden işçilerin kardeşliğini ve birliğini savunur. Ortadoğu halklarının gerçek özgürlüğünün, ulusların kendi kaderlerini tayin hakkını esas alan bir perspektif ve Türk, Arap, Yahudi, Kürt, Fars ilh. tüm milletlerden işçi ve emekçilerinin birliği ile sağlanabileceğini, halkların kardeşliği ve dayanışmasının ancak bu temel üzerinde mümkün olacağını ileri sürer.

Yaşasın Bağımsız Ortadoğu Federasyonu!

Bütün dünyanın gözü önünde Filistin halkı yok ediliyor ve siyonist İsrail devleti meşrulaştırılmak isteniyor. Siyonist İsrail devleti açıkça “devlet terörü”ne başvurarak, ırk, milliyet ve din ayrımcılığı yapıyor. Filistinliler kendi yurtlarından tümüyle sürülmeye çalışılıyor, topraklarında yaşamakta ısrar edenler ise “yerleşimciler” eliyle sistematik olarak mülksüzleştirilerek zayıflatılıyor.

AKP iktidarının vetosunu kaldırması ardından NATO’da “gözlemci üye” statüsü kazanan İsrail, bölgede ABD’nin partneri olarak küresel sermayenin jandarmalığını ve karakolluğunu yapıyor. Bir emperyal “büyük İsrail“ ülküsüyle hareket eden siyonist devlet tüm bölge halkları açısından tehlikedir! Siyonist işgal devam ettiği sürece ne Yahudiler ne de Araplar açısından barışın gelmesi mümkün değildir.

İKEP’in Filistin meselesine dair ilkeleri şunlardır;

  • Siyonist devlet gayrimeşrudur. 
  • Filistinli mültecilerin topraklarına geri dönmeleri önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.
  • İKEP, Yahudi, Müslüman, Hristiyan bütün Filistinlilerin, siyonist devletten kurtularak birlikte inşa edecekleri, laik, demokratik bir yönetim altında bir Filistin devletinin kurulmasını desteklemektedir.

YAŞASIN ULUSLARARASI DAYANIŞMA!

Ülkemizde işçi sınıfının bütün ezilenleri kurtaracak olan iktidarı ancak komşu ülkelerin (Yunanistan, İran, Suriye, Irak, Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan ve Kıbrıs işçi sınıflarıyla) ortak mücadelesiyle birlikte mümkündür. İKEP bu birleşik mücadelenin önce bölge işçi sınıfları ve halklarıyla eşgüdümlü yürütülmesini savunduğundan bu yolda bir bağımsız Dünya İşçi Partisi’nin inşası için mücadele eden Uluslararası İşçi Komitesi’nin (International Workers Committee – IWC) faaliyetlerine omuz verir.

* Bu program metni 18.09.22 tarihinde yapılan partinin VI. Büyük Olağan Genel Kurul Toplantısı’ında kabul edilmiştir. Bir önceki parti programına şuradan ulaşabilirsiniz. Link

Bu Yazıyı Paylaş: